Bu gerçekten iyi düşünülmüş bir soru. Ama yine de sorunun içinde gizlenmiş bir aksiyom olduğuna dikkat etmeliyiz. Akıllı olduğumuza dair bir ön kabul var , diğer canlılardan farklı olduğumuzu ileri süren. Oysa bilim henüz bilincin doğası üzerine, olup olmadığına dair henüz bir mutabakata varmış değil. Canlılığın temel mekanizması yaşa ve neslini sürdür. Bu düstur evrim yasaları çerçevesinde türleşmelere ve kompleks canlıların sonunda merkezi sinir sistemleri ve değişen yetkinlikte beyinlere sahip olmalarına kadar ilerler. Ancak beyinlerimiz ayrı bir ben bir bilinç tarafından kontrolden mahrumdur ve tümüyle biyolojik süreçler içindeki elektro kimyasal dönüşümlerle çalışır ve amaç hala aynıdır: hayatta kal ve çoğal. İnsanın akla ve ''bilinçliliğe'' farklı nosyonlar yüklemiş olması bir türe ait yaşam kültürü (çiftleşme, yuva inşası, beslenme alışkanlığı vb faaliyetler) olmanın ötesinde bir anlam taşımamaktadır.Sorunun nihai cevabı olarak söylenecek bir cümle kurmak mümkün değil çünkü evrim mekanizmaları çevreye ve çok sayıda etkene bağlı olarak çalışır, yani eğer tüm bileşenlerin aynı şekilde çalışacağı başka bir gezegen olursa yine insan ortaya çıkacaktır. Diğer canlıların insana ait yetkinlikler geliştirmemiş olması (alet kullanımı ve dildeki yetkinlik) insanın ''başarabileceği'' kadar basit değildir ve evrim çok sayıda karmaşık etkileşimlerle ilerler. Hatta insanların diğer canlıları domine etmesi onların belki çok daha ileri (ama bizim bilmediğimiz) hayatta kalma stratejileri geliştirmiş olmasına katkı da sağlamış olabilir.
Konu zor ve yanıt çok boyutlu olduğu için tek bir kaynağa atıfta bulunmak zor.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Https://Evrimagaci.org/. (27 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 27 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Arzu Karahan. (27 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 27 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı