KURTULABİLİR!
Kapanmamış hesaplar...
Ya yolda yürü ya yeni bir yol aç ya da yoldan çekil!
Keşkelerimiz, sırtımızdaki taş dolu çuvala benzer. Her yol yürümeye kalkıştığımızda o çuvaldaki ağırlık bize sürekli aynı şeyi bağıra bağıra söyler: Bu yükle yürüyemezsin.
Fakat bize fısıldayarak da olsa derinden derinden bir şey daha söyler: Yükünden arın ve yola devam et…
Gerisi kulaklarımızın neye yöneldiğine bağlı: Herkesin duyacağı şiddette çuvalımızın “yü-rü-ye-mez-sin” çığlığına mı, sadece bizlerin ve sadece dikkatimizi verdiğimizde duyacağı “yü-kün-den a-rın” mesajına mı?
Kabullenip tamam demek en kolayı ve fakat en büyük pişmanlık nedeni aynı zamanda. Fısıldayan sese kulak vermek ise arınmayı gerektirir. Arınma cesaretin, cesaret de huzurun ebesidir.
İnsanoğlunun saramayacağı yara yoktur. Bunun kanımca iki nedeni var: İlki genetik kodlarımızın dayatması, ikincisi ise her yaranın en büyük ve vazgeçilmez merhemi zaman…
Fakat hasbelkader sahip olduğumuz akıl, bize her iki konuda da muazzam bir kolaylık ve zamanda seyahati mümkün kılar.
Kolaylık meşruluktan gelir ve yaşamın devamlılığı esastır. Genetiğimize sadakat bunu gerektirir.
Zamanda yolculuk ise kütlemize bağlıdır ve kütlemiz ne denli az ise o denli hızlı gideriz. Zaman da bize tıpkı keşkelerimiz gibi aynı şeyi söyler: Bende hızlı yol alabilmenin koşulu yük atmaktır. Yük sırtımızdaki çuvalın taşa dönüşen keşkelerinin toplamıdır.
Bundan arınmanın yolu yüzleşmekten geçer. Yüzleşmek de , bize ait olanın sorumluluğunu abartmadan üstlenmekten, bizi aşanın, bize rağmen olanın vesile olduğu durumu kabullenmekten geçer.
Kolay mı? Hiç değil. Fakat devamında zaten var olan yüke bizden kaynaklı ayrıca bir yük bindirmek ile en azından kendi yükümüzü omuzlayıp o esas yükü hafifletmek arasında bir tercih bize kalmış. Bir de artı yük attığımızda var olmanın dayanılmaz hafifliği kapımızın ardındadır. Çalar çalmaz açalım.
Buna rağmen bazı yaralar asla iyileşmez, fakat bize bağlı olarak bizi yaşamdan alıkoyacak kadar da sürekli sızlamayı bırakır…
(Önemli Not: Hiçbir bilimsel iddiası yoktur. Tamamen deneyime dayalıdır.) Sevgiyle...
Kaynaklar
- Doğan Cüceloğlu. (1993). Içimizdeki Çocuk. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 254.
- Doğan Cüceloğlu. (2000). Savaşçı. Yayınevi: Sistem Yayıncılık. sf: 416.
- Doğan Cüceloğlu. (2001). Iyi Düşün Doğru Karar Ver. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 222.
- Doğan Cüceloğlu. (1996). İnsan Ve Davranışı Psikolojinin Temel Kavramları. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 591.
- Doğan Cüceloğlu. (1998). Yeniden İnsan İnsana. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 268.