Evet...
Bu iç barışımızın olmazsa olmazı. Fakat öyle abartılı da değil. Yani sırf iç barışımız öyle emrediyor diye de tümden gözümüzün gördüğüne kör kulağımızın duyduğuna sağır dilimizin söylediğine lal olacak kadar da değil.
Kanımca; bütün olumsuz, kendini merkez kılan kibirli yanlarına rağmen türümüz, var olan gerçekliğe zannedildiği kadar da, zorunlu veya gönüllü, körlemesine direten bir tür değil.
Hele ki emsalleri ile kendini kıyaslama konusunda da zannedildiği kadar akıldan yoksunmuş gibi davranmayı içselleştirecek bir tür de değil. ( İstisnaları da var)
İç barışın yanı sıra burada devreye, coğrafyamıza özgü olan dengi denginelik muazzam bir işlev görür ve iç barışı genel geçer bir toplumsal kabullenişe ve barışa evirir. " Davul bile dengi dengine" ifadesi bunun bazen fazlasıyla abartılmış ve hep olumsuz tarafından dramatize edilmiş bir ifadesi olarak gerek klasik Türk filmlerinde gerekse her tür yazında karşımıza çıkar.
Ancak bunların aksini de aynı yalınlık ve güzellikte işleyen hem romanlar da var hem filmler de.
Misal “Yüzüklerin Efendisi” serisinin başkahramanları Hobitler ve sonradan diziye dönüştürülen “Güç Yüzükleri”nin kahramanları kıl (yalın) ayaklar ve cüceler buna güzel örneklerdir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Neticede yaşam, ancak asgari düzeyde bir iç barış ile sürer. Bu iç barışın belki de en önemli araçlarından biri insanın kendi vücudunu olduğu gibi ve abartmadan, fakat güzel yönleri ile görme tercihidir.
Bunu başaramayanlar istisna olsa da, ya maddi olanakları çerçevesinde estetik operasyonlara yönelmekte ya başka özellikleri ile ön plana çıkma uğraşını, abartılı bir bedel ile vermekte ya da tümden yaşama küsmektedir.
Fakat neticede ve bana göre insanların ağırlıklı bir bölümü iç barışını asgari düzeyde de olsa koruyacak şekilde ve kendi değer yargıları ile görünüşüne yönelik olarak, görmede, işitmede ve konuşmada algıda seçicidir ve fakat onu gerçeklikten koparacak kadar değil.
Aksi olsa idi hiç kimse kendinden başkasına güzel, yakışıklı vs. demez ve başkasına özenmezdi… İnsanın kendisiyle barışık olması kadar güzel bir şey olabilir mi? Aynalar derdine yansın…