Sevgi gibi çoğu zaman bildiğimiz ama temelinde ne olduğunu anlamadığımız kavramlar vardır. Sevginin ne olduğundan bahsetmek için Matrix 3 Revolutions filminden bir alıntı yapmak isterim:
Program: "Bir programın sevgiden söz ettiğini duymadın."
Neo: "Evet, sevgi insanlara özgüdür."
Program: "Sevgi bir kelimedir. Önemli olan kelimenin vurguladığı bağlantıdır."
(Matrix 3 Revolutions)
Sevgi bizler için bir bakıma bağlanma gerektirir. Bu bağlanma sonucu varlığı ile mutluluk hormonları salgılatır. Evet insanlar sevebilirler. Bazen yanlış anlaşılsa da sevgi, temelinde varlığı için mutluluk duymamız yeterdir. Bir "şükür" sebebidir.
Sadece insanlar değil hayvanlar da sevebilir. Onların da bizler gibi aynı hormonları paylaştığını söyleyebiliriz. Onların da var olduğu için sevdikleri şeyler vardır. Bazen başka bir hayvan arkadaşları gibi. Dostunun yokluğunda derin üzüntü yaşayan bir sürü hayvan örneği var. Sonucunda onlar bile depresyon, iştahsızlık ve mutsuzluk çekebilirler. Temelinde sevgi vardır. Sevdiğimiz şeylerin yokluğunda üzülürüz. Bu doğal içgüdüdür.
İnsan, gerçek olmayana sevgi besleyecek türde bir canlıdır. Kendi düşlerine ve hayallerine bağlanabilir. Onları sevebilir. Şiirinizdeki gibi var olmayanı sevebilir. Üzüntü de bundan gelir. Gerçek olmayanı sevmekten. İnsanlar ilişkilerine hep sevebileceği açılardan bakmayı tercih etmiştir. Bundan dolayı o ilişkilerde de mutsuzlardır. Çünkü gerçek olmayanı sevmeye çalışırlar.
Kısacası, insan gerçek olmayanı bile sevmeye gayret eden bir canlıdan fazlası değildir. Trajikomiktir, Özdemir Asaf'ın güzel bir şiiri vardır. Açıklamam gerekirse, günün sonunda analiz vaktimiz geldiğinde gerçeklerle yüzleşiriz. Bundan dolayı gecelerin ayrı bir hüzün duygusu vardır. Sevdiğimizden uzak olduğumuzu hatırlatır bizlere. İşte o dize:
Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen?
Özdemir Asaf