Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Deniz Kum
Üye 13 Ekim
1

insan din ve hukuk baskılarının olmadığı bir ortamda iradesiyle ''kötü''den uzak durur mu. Bizler din ve devlet tarafından engellenmiş kötüler miyiz?

bizler başka düşünceler tarafından asıl düşüncelerimizi ve isteklerimizi kısıtlayıp ''kötü'' den mi kaçınıyoruz yoksa bunlar olmasa da kaçınır mıydık. Toplumdaki kötüler bunları önemsemeyen engellerden kurtulmuş insanlar , kendi potansiyellerindekiler mi yoksa aşağı sayılabilecek biz ''iyiler'' den farklı insanlar mı
378 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 14 Ekim

Gönüllülük, zorunluluğun kavranmasıdır!

Kötülük her daim her toplumsal yapıda hep vardı ve hep var olacak. Ancak toplumsal yapılar kendisi ne zaman bir bütün olarak kötü zeminde kendilerini var etmeye başladı, işte o zaman kötülük ilk başta kurduğumuz cümledeki gibi münferit olma vasfını yitirdi ve toplumsal bir var oluş aracı haline geldi. Yani örgütlü oldu.

İlk cümlede geçen toplumsal yapı ortaklaşmacı ilkel komünal toplum yapısıdır. Her şey ortaklaşadır ve her ne kadar genetik olarak bencil olsalar da o dönem için insanlar bir arada durmanın ve ortaklaşmanın daha güvenli bir ortam yaratacağının ve gerek beslenme gerekse soyun devamı açısından uzlaşı kültürünün olmazsa olmaz olduğunun idrakına yaşayarak vardıklarından, toplumun çimentosu olarak iyiliği, doğruluğu, güzelliği, adaleti vb. değerleri dokunulmaz yüce değerler olarak var etmişlerdir.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak insan ne zaman ki yerleşik yaşama geçmiş ve ne zaman ki beslenme ve soyun devamı nispeten daha kolay sağlanır olmuş, o ilkel komünal yapı bozulmuş ve yerini köleci topluma bırakmıştır. Bu sınıflı toplumların tarih sahnesine çıktığı gündür.

Bu zamanda bile geniş yoksul kitleler açısından, yoksunluklarından dolayı zayıflıklarını birliktelik üzerinden güçlü kılma adına o eski değerler yaşamaya devam etmiş ancak egemen olan açısından gerek maddi gerekse askeri ve bunun üzerinden sağlanan ruhani güç nedeni ile bu değerler önemini yitirmiştir. Öyle ki; saflarına her katılan ve her yedeklenen için aynı gerekçelerle ortaklaşmacı yaşama ait tüm değerler o günden beri ve hızla aşınmaya başlamıştır.

Ardından yine sınıflı toplum olan feodal toplumda da aynı yabancılaşma ve yozlaşma yine egemen sınıf açısından temel bir baskılama aracı olarak ve güce dayalı ikame edilmiştir.

Halen ,içinde bulunduğumuz sınıflı toplum olan kapitalist toplum ise görece hak temelli bir çıkış noktasına dayandığından ( Rönesans, Reform, Aydınlanma vb.) ve onu egemen kılan ortakları Fransız İhtilalinde omuzdaşları köylüler ve emekçiler olduğundan, bu yozlaşma ve yabancılaşmayı sayısız yol ve yöntem ile doğrudan değil fakat dolaylı yollardan sürdürmeyi tercih etmiş ve sayıları misli misli artan ortaklaşmacıların torunlarını (işçi sınıfı) kendine yedeklemek için de onları bu yabancılaşmanın ve yozlaşmanın aparatı, uygulayıcısı ve gönüllü hamisi haline getirmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Özellikle kapitalizmin emperyalizme evrildiği bu zamanda benimsenen temel felsefe pragmatizm ile çıkar için her yolun mubah kılınması, toplumu toplum yapan zorunlu dayanışmacı tüm değerlerin hiçleştirilmesini beraberinde getirmiş ve hemen hemen toplumun her katmanında kötülük, türlü gerekçelerle ve meşrulaştırılarak yaşamımızın olağan bir girdisi ve çıktısı haline gelmiş.

İlkel komünal toplum harici tüm toplumlarda çok yoğun bir dini ve hukuki baskı vardı. Bu baskı her dönem ve artan şiddette bu gün de devam ediyor. Ancak buna rağmen kötülüğün tırmanışında ve olağanlaşıp sıradanlaşmasında paralel bir ivme varsa, buradan çıkarılacak tek sonuç bu iki alanın birbirini beslediğidir.

Nitekim bugün gücü elinde bulundurduğu için kendini garanti altına alıp ortaklaşmacı yaşama gerek duymayanlar aynı zamanda hukuku da dini de tekellerinde tutanlardır. Bu bile bunun için yeteri bir kanıttır. Bu kanıt bize tek bir şey söyler: Hastalığın kendisi çare olamaz.

Bunların olmadığı bir dünyada birbirimize mecburiyetimiz mecburi toplumsal çimentolar gerektirir. İyilik, doğruluk, güzellik ve adaletten daha güçlü çimento olabilir mi? Böylesi bir ortamda emin olun herkes önce kendisi için sonra yine kendisine döneceğinden emin olarak başkalarının iyiliği için iyiliğin mücadelesini vermek zorunda olacaktır. İlkel komünal toplum bunun kanıtıdır. Ötesi; iyiden, güzelden ve doğrudan yana hakça bir dünyanın inşasının mücadelesini verenlerin en büyük özlemi de, toplumsal olarak en üst refah seviyesinin bu en eski ve en alt ahlaki temelin üzerine inşasına yönelik özlemini ifade eden komünizm mücadelesidir.

Öyle ki; Bu özlemle inşa olacak toplumun ahlaki seviyesi ile ortaklaşmacı tercihi, demokrasiyi, iyiliği vb. bile bir ihtiyaç olmaktan çıkaracak denli “biz” olgusuna dayanacaktır. Varın artık burada din baskısının ve hukuk kurallarının neye hizmet edebileceğini veya edemeyeceğini siz düşünün.

İnanan ile inanılanın ötesinde aracıya dayanan dinin halkların afyonu, güce dayanan hukuku ise egemenin sopası olarak tarif edilmesinin temel dayanağı budur.

Ve evet; Bunların bu içerikle olmadığı bir toplumda, insan iradesi, toplumsal bir varlık olarak “BEN” i var edebilmek için “BİZ”i var etmek zorunda olduğunu kavrayacağından, gönüllü olarak kötülükten sakınacak ve iyiliği tercih edecektir. Nitekim ustaların gönüllülüğü, üstün, erdemli insanın “zorunlu olanı kavraması” şeklinde tarif etmesinin temelinde yatan sebep budur.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close