"Klonlama", bir dizi süreç ve yaklaşımı tanımlamak için kullanılabileceği göz önüne alındığında geniş bir terimdir, ancak Ulusal İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü'ne (NHGRI) göre amaç her zaman "biyolojik bir varlığın genetik olarak özdeş kopyalarını" üretmektir. NHGRI'ye göre, herhangi bir insan klonlama girişimi büyük olasılıkla "üreme klonlama" tekniklerinden yararlanacaktır; bu yaklaşımda "olgun somatik hücre", büyük olasılıkla bir deri hücresi kullanılacaktır. Bu hücreden çıkarılan DNA, "kendi DNA'sını içeren çekirdeği çıkarılmış" bir donörün yumurta hücresine yerleştirilecektir.
Ancak bilim insanları sığır, keçi, tavşan ve kedi gibi pek çok memeliyi klonlamış olsa da insanlar bu listede yer almıyor.
Stanford Üniversitesi'nde hukuk ve genetik profesörü olan ve biyobilimlerdeki ilerlemelerden kaynaklanan etik, yasal ve sosyal konularda uzmanlaşmış Hank Greely, WordsSideKick.com'a bir e-postada şöyle konuştu: "[İnsan] klonları yapmak için iyi bir neden olmadığını düşünüyorum."
İnsan klonlamayla ilgili etik kaygılar çok ve çeşitlidir. Britannica'ya göre potansiyel sorunlar "psikolojik, sosyal ve fizyolojik riskleri" kapsıyor. Bunlar arasında klonlamanın "çok yüksek olasılıkla" yaşam kaybına yol açabileceği fikrinin yanı sıra klonlamanın öjeni destekçileri tarafından kullanılmasına ilişkin endişeler de yer alıyor. Ayrıca Britannica'ya göre klonlamanın "insan onuru, özgürlük ve eşitlik ilkelerini" ihlal ettiği kabul edilebilir.
İnsanlar, çok iyi bildiğimiz gibi, DNA'larının bir ürünü olmaktan çok daha fazlasıdır. Genetik materyali yeniden üretmek mümkün olsa da, yaşam ortamlarını birebir kopyalamak, aynı yetiştirme tarzını yaratmak ya da iki kişinin aynı yaşam deneyimlerini yaşamasını sağlamak mümkün değildir.
Kaynaklar
- J. Phelan. Why Haven't We Cloned A Human Yet?. (9 Mayıs 2022). Alındığı Tarih: 14 Aralık 2023. Alındığı Yer: LiveScience | Arşiv Bağlantısı