Merhaba Yusuf, öncelikle güzel ve oldukça derin bir soru. Günümüzde bu soruyla ilgili bazı ağır basan cevaplar var. Bunlardan bir kaçına değinmek istiyorum zira olmalarını muhtemel görüyorum. Ama öncelikle cevaba ulaşabilmek için nedenini anlamamız gerekmekte.
**Spoiler Alert** Acelesi olanlar için cevap; şuan ki insan zihnimizle cevap vermek oldukça güç fakat tahminler bir çok şeyin anlamsızlaşacağı, evrene gezintiye çıkabileceğimizi, yapay zeka ile birleşip tekillik noktasına ulaşacağımızı, kendi simülasyon evrenimizi yada tarihimizi kurmak isteyeceğimizden bahsetmekte. **Spoiler Alert**
Neden bunu isteriz ?
Bariz bir şekilde ölümlü olan bizler için ölümsüzlük tutkusu ve sonsuz yaşam insanlığın kendisi kadar eskidir tabi ki bunun yanında zekamızı/zihnimizi de artırma isteğinden de söz etmemiz gerekir. Zihin yükleme ve dijital ölümsüzlük temelde bize bir çok seçenek sunuyor gibi. Bunlardan bir kaçı kolektif bir zekaya dönüşmek, Geçmiş dönemlerin yada Evrenimizin simülasyonu oluşturup deneyimlemek, Teknolojik Tekillik (Technological Singularity) noktasına ulaşmak.
Zihnimizi aktarma işleminin nedeni olarak kabul ettiğimiz şeyleri(yukarıda) aslında basit seviyelerde yapıyoruz. Sorunun temelinde var olan biyolojik olmayan şekilde zihnimizi depolama için güzel/basit bir örnek vermek istersek kendi düşünce yöntemimizi geliştirmek için kağıt ve kalem kullanımıdır. Bunu yaptığımızda zihnimizin ve bilincimizin bir kopyasını biyolojik olmayan bir ortama geçirebilmiş oluruz. Yani zaten biyolojik olmayan şeylerle işbirliği içindeyiz. Bilinç felsefesi dalında David Chalmers ve Andy Clark'ın dediği gibi Akıllı Telefonlar, Bilgisayarlar zaten zihnimizin birer uzantısı olmuş durumda. Beyin ile zihni karşılaştırdığımızda zihnin sınırları beyini aşmaktadır. Zihnimizin beyinle ve çevreyle olan karşılıklı bir etkileşimi/döngüsü vardır. Bundan dolayı düşüncelerimiz çevremizi değiştirir ve çevremizde bu iyiliğin karşılığında düşüncelerimizi değiştirir. Marshall McLuhan zamanında "we build the tools and the tools build us" dediği gibi.
Cevaba doğru
Varsayalım ki zihnimizi yükleyebildik.
Şuan anladığımız insan olma kavramımızın tam anlamıyla değişeceği kesindir. Bizleri biz yapan beyinde yanan nöronlarımızın eseridir. Beyindeki kimyasal reaksiyonlar, temel ihtiyaçlarımızın sayesinde gelişen beynimizin bu neden-sonuç ilişkisiyle artık bağı kalmayacaktır. Bu ise yukarıda bahsettiğim olası durumları doğuracaktır diye varsayıyoruz. Peki nedir bunlar özetle bakalım.(Ufak not; İnsanlık olarak bir şeyleri tahmin etmede inanılmaz derecede kötüyüzdür.)
Olası Senaryolar Tahmini Cevaplar
Eğer hala eski alışkanlıklarımız var oluyorsa bunlardan istemediğimiz alışkanlıklardan olan tembellik vb. tek bir onayla kurtulabiliriz. Yada duygusal yaralarımız var ise mesela aşk acısı tek tuşla ile silip aşık olmamayı tercih edebilir veya istemediğimiz zamanları ve dönemleri hızlandırıp geçebiliriz. Eğer hala kişilerin içinde macera tutkusu yada keşif arzusu var olabiliyorsa, maceraperestler zihinlerini yükleyip kendilerini yedeğe aldıktan sonra Evreni keşfe çıkabilir sanal versiyonları ile Güneşte yürüyebilir Karadeliklere yakından bakmaya gidebilirler. Veya geçmişimizi tekrar yaratıp birebir deneyimlemek isteyebiliriz de, zihni aktarmak demek aynı zamanda zihni çözmek anlamına gelebildiğinden kendi zihinlerimizi yaratabilir, onları gerçek olduklarına ikna edebiliriz demektir de. Buda bize gerçekçi simülasyonları var etmeyi verecektir. Belki de insan olma anlamımızı kaybettiğimizi düşünüp kendimizi kapatmayı seçeceğiz. Sonuç itibariyle cevap vermek oldukça güç. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Öneriler
Eğer bu konu ve sohbet hoşunuza gittiyse şunları izlemenizi öneririm
- Transcendence (2014)
- Love, Death & Robots > Episode Zima Blue
- Westworld TV Show
- Ghost in the Shell (1995)
Üstüne araştırma isterseniz bilinç felsefesi dalında David Chalmers ve Andy Clark yazısı olan "Extended Mind" ı önerebilirim.