İnancın temelinde pozitif ve negatif telkin bütünü yattığı için evet. İster dini ister başka türlü olsun (toplumumuzda inanç dendiğinde akla ilk din geldiği için böyle bir örnek verdim) herhangi bir konuya yaklaşımımız hep telkinlerle olmuştur. Ebeveynlerimizin milyonlarca yıldır bizi eğitme biçimi de bu şekildedir. Sonuç olarak buna bir nevi psikolojik evrim de denebileceği kanısındayım. Başka bir örnek olarak da bir kişinin kendi söylediği yalana sonradan gerçek gibi tutunması verilebilir. Günümüzde "mehdilik" ilan eden kişiler buna somut örnek olarak verilebilirler. Kişi kendine telkin ettiği gerçekliği bulunmayan bir tezi sonradan gerçekmiş gibi kabul edip ona göre hareket etmeye başlar. Eğer bir kişi de zorlandığı bir durum karşısında optimist bakış açısıyla bakarsa bunu sonradan realizme dökecek ve bakış açısını olumlu yönde değiştirmiş olacaktır. Özgüvenin bi açıklaması da bu olabilir.[1]
Kaynaklar
- Prof. Dr. Ali GÖK. Neye İnanırsanız O Sizin Gerçeğiniz Olur. Alındığı Tarih: 12 Şubat 2024. Alındığı Yer: Prof. Dr. Ali GÖK | Arşiv Bağlantısı