Yaklaşık 60.000 yıl önce Afrika Kıtası' ndan ayrılıp Dünya' nın her yerine yayıldığımız süreçte insanlar çevrelerindeki nesnelere, olgulara sesler vermişlerdir. Bunu yaparken dilin ortaya çıkmasında kültür ve coğrafyanın etkisi bir hayli fazla olmuştur.
Dünyanın her yerinde hayvanlar herhangi bir dil sorunu yaşamaksızın anlaşıp, iletişim kurabilirken Homo Sapiens (insan) için durum farklı olmuştur. Bazı dil bilimcilere göre 6000' den fazla dil ortaya çıkmıştır. Bu da haliyle bir yabancı dil sorununu ortaya çıkarır. (Birçoğumuza göre bu durum kültürel çeşitliliğin bir parçasıdır dese de...) Dilin kelime anlamı insanların duygularını, düşüncelerini bildirmek için sesler aracılığı ile sözcükler kullanarak yaptıkları anlaşma , ötekilerle iletişim sağlayan ortam olarak geçer. -sözcük dışında el hareketleri de olabilir ancak birçok dil bilimci sözcükleri baz alır.- Chomsky' e göre dil biyolojik bir olgudur ve evriminde çevrenin payı kısıtlıdır. Tomasello ve Corballis' e göre ise dil, kültürel bir olgudur ve çevresel şartlara göre evrimleşmiştir. Buna örnek olarak kutuplarda yaşayan insanlar kutup ayısına (Ursus maritimus) bir isim vermeliydiler. Zira bu beyaz ayı familyasından olan hayvanla karşılaşıyorlardı. Afrika' da yaşayan insanların buna ihtiyacı yoktur. Çünkü bildiğiniz üzere orada kutup ayısı yoktur. Çevrenin dillerin ortaya çıkmasında önemli bir etken olduğu ciddi bir gerçektir. Bunun haricinde işin bilim dışı olan kısmına da bakmak isterseniz Pieter Brueghel' in ünlü tablosu olan Babil Kulesi' nin hikayesine bakmanızı tavsiye ederim. Linkini de bırakıyorum.
Kaynaklar
- Vikipedi, et al. Babil Kulesi. (29 Eylül 2007). Alındığı Tarih: 25 Ocak 2022. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
- R. Soylu. Dillerin Ortaya Çıkışı / Babil Kulesi. (1 Ocak 2015). Alındığı Tarih: 28 Ocak 2022. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı