Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
4

İletişimi kötü olan bir kişi başkalarıyla nasıl iletişim kurmalı?

1,455 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
Onat Bora Bilen
Üniversite öğrencisi

İletişimi iyileştirmenin yolları mevcuttur ve pratikle geliştirmen gerçekten zannettiğinden de kolay olacaktır, öncelikle karşı tarafa samimi olduğunu aktarabilmeli, gerektiğinde göz temasından kaçınmamalısın, çok daha kapsamlı bir yazıyı kaynakta paylaştım. Şayet kendin içinse oradakileri uygulaman büyük fayda sağlayacaktır, başkası içinse aynı kaynağı ona göndermeni tavsiye ederim.[1]

144 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Merve Yıldız. İletişim İyileştirmenin Yöntemleri. Alındığı Tarih: 11 Kasım 2022. Alındığı Yer: Listelist | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Esat Kudret
Esat Kudret
111K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim.

Bazen balıklama dalmak gerekir!

İletişimi kötü olmak; kendini beğenmiş, empati kuramayan, dinlemeyi bilmeyen ve önemsemeyen, kaba, küstah, bilgiçlik taslayan, insanları hakir gören biri değil iseniz, sizin için geçerli değildir.

Sizin için söylenecek şey; tecrübesiz, güvensiz… Ertelendikçe de büyür. Her ikisi de bir yerden başlamakla çok kolay aşılır. Bazen balıklama dalmak gerekir…

Tüm Reklamları Kapat

İletişimi bazen yanlış bazen de eksik tarif ederiz. Misal bir insanın bir ortamda çok güzel, akıcı, etkileyici vb. Konuşması, onu herkesin dinlemiş olması "iyi" bir iletişim olarak adlandırılır.

Bir ortamdasınız ve biri durmaksızın konuşuyor, herkes dinliyor. Dinleme eylemi kişiye duyulan saygıdan kaynaklı olabileceği gibi, baskın oluşundan, fırsat vermeyişinden ve hatta sırf geveze oluşundan kaynaklı da olabilir. Bir müddet sonra bu insanın size dönüp " çok güzel bir sohbetti, teşekkür ederim." dediğini bir düşünün.

O esnada muhtemelen gülümser fakat oradan ayrılır ayrılmaz içinizden geçen dilinize gelir. O kişi muhtemeldir ki kendini muazzam bir iletişimci olarak tarif eder. Ağırlıklı dinleyici olan ise tam tersini… Oysa bu ortamda iletişim yoktur.

Bir şeyin iletişim olabilmesi için sahip olması gereken en asgari şey, en az iki kişi, en az iki ileti( giden ve gelen), sağlıklı bir kanal ( hat, ortam, araç, ses tonu vb.) , ve geri bildirimdir. İletişim, iletme işinin geribildirim ile karşılıklı sürdürülmesi sürecidir.

Tüm Reklamları Kapat

Sağlıklı olabilmesi için ise, yukarıdaki koşullara ek olarak; açık ve anlaşılır bir dil, karşılıklı saygı, asgari empati ve biz dili olmazsa olmazdır.

Bunlara sahip olmayan hiç bir iletişim iyi bir iletişim olarak ifade edilemeyeceği gibi, tarafları da iyi iletişim kuran olarak ifade edilmez.

Ya gerçekliği öyle mi? Korkarım ki hayır. Çoğu zaman bir ortamda ağırlıklı olarak ya dinleyici ya konuşmacı konumundayız. Haliyle nazik yaradılışlı olanlar daha çok dinleyici. Karşıdaki de bunu fark edip empati kuramadığında böylesi ortamlar nazik yaradılışlı olana bazen sıkıcı bazen işkence olabiliyor.

Bunların ayırdında olmadığı zaman da hep dinleyici olan kendine dönüp, bırakın iyiyi, insanlarla normal dahi bir iletişim kuramayacağı kanaatini hakim kılıyor. Haliyle sessizlik bir tercihe tercih daha çok sessizliğe o da sürekli derinleşen bir güvensizliği dönüşüyor.

Bunu aşmak hiç zor değil. Kanımca ilk iş, herkes yapıyorsa ben de yapabilirim demek. Ardından, hiç kimsenin kendiliğinden iyi bir iletişimci olamayacağını, herkesin başlarda sıkıntı yaşadığını ancak pratik ile bunun aşılabileceğini kabul edip bir yerden başlamak.

Bir ortama girildiğinde buna aykırı davranan kişiye, kişilere, nazikçe bu içerikli bir eleştiri ile başlamak. Aksi durumda sizin orada bulunmanızın bir anlamı olmayacağını ve bundan sonra bu ortamlarda bulunmayı tercih etmeyeceğinizi beyan etmek bir şeyleri değiştirecektir. Zira bulunduğunuz ortam size değer verenlerden oluşuyorsa mutlaka olumlu bir karşılığı olacaktır. Yok, sizin orada bulunmanızın bir değeri yok ise zaten kaybedecek bir şeyiniz yoktur.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; İyi bir iletişim aynı zamanda kendini iyi ifade etmeyi gerektirir, yani konuşmayı. İyi bir konuşmacı olmanın en kesin yolu ise iyi bir dinleyici olmaktan geçer. Karşılıklı dinleme problemi olan hiç bir ortamda sağlıklı bir iletişim olamaz.

En akıl almaz tartışmalarımızın, en beklenmedik ani kavgalarımızın, küslüklerimizin hatta düşmanlıklarımızın ne yazık ki temelinde bu yatar. Yanlış anlaşılmalar, saldırı varmış gibi sürekli savunma modunda dinlemeler, söz kesmeler, iletişimi tek taraflı ve ani bitirmeler vb. cabası...

Fakat yine de bir yerden başlamalı. Bunu ne kadar ertelerseniz erteleyin ilk başlangıç hep aynı ve zor olacak ancak ikinci seferde bir şeylerin değiştiğini net göreceksiniz. Genetiğinize güvenin derim...

Aşağıdaki iki kitabı okumanızı öneririm.[1][1]

Tüm Reklamları Kapat

[1]

Kaynaklar

  1. Doğan Cüceloğlu. (2008). Iyi Düşün Doğru Karar Ver. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 222.
  2. Doğan Cüceloğlu. (2019). Savaşçı. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 400.
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Enes Demir
Enes Demir
47K UP
Araştırmacı

İnsan sosyal bir varlık. Tek başına hayatını sürdürmesi oldukça zor. Bir arada yaşamak için de psikolojik olduğu kadar sosyal ve iktisadî şeylere gereksinim duyar. Saçını kestirmek için berbere, gıda ihtiyacını karşılayabilmek için çiftçiye, et için kasaba, ev yapabilmek için mimara, mühendise, işçilere ihtiyaç duyar. Salgın hastalıklar ve yangınlarda olduğu gibi de bazen daha farklı yapılanmalara muhtaç kalır.

Soğan halkaları gibi iç içedir bu ihtiyaçlar. Kişiden başlar, aileye sıçrar, iş yahut arkadaş çevresine uzanır ve kapsadığı alan ihtiyaca göre genişler.

Amerikalı psikolog Abraham Maslow’un ünlü ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üstünde kendini ispat bulunur. Bu, çoğu zaman farkında olmadan yapılan bir eylemdir ve ilginçtir ki ispat için bile bir başkasına ihtiyaç vardır. Çünkü insan kendini kendine ispatlamaktan ziyade anne babasına, eşine, iş arkadaşlarına yahut bir topluluğa ispatlamayı tercih eder.

Tüm Reklamları Kapat

İnsan doğumdan çocukluğa, ergenlikten yetişkinliğe her evrede başkalarına artan yahut eksilen oranlarda ihtiyaç duyar. Yetişkin olunca ebeveynlere olan muhtaçlık azalır, buna mukabil aile dışındaki insanlara, örneğin meslek gruplarına ihtiyaç artar.

İş ve yaşam kalitesini artırmak için sosyal iletişimin kaliteli olması gerekir. Ancak o zaman kişinin beklentileri doyurulabilir. Bu iletişim ise doğrudan yahut dolaylı, sözlü yahut sözsüz, yüz yüze ya da çevrimiçi olabilir. Peki, her şeyden önce iş hayatında etkili bir iletişim nasıl kurulur?

Etkili iletişim nedir?

İletişim, ana hatlarıyla kişiler arasındaki duygu, düşünce, bilgi ve haber alışverişidir. Bu alışveriş, akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla yapılabilir. Burada mühim olan kişilerin birbirlerini anlamasıdır.

Tüm Reklamları Kapat

İletişim esnasında doğallığı korumak, empati kurmak, yargılamamak, saygılı davranmak, karşılıklı güven, çözüm odaklı ve uzlaşmacı olmak, doğru beden dilini kullanmak, doğru diksiyon ve tonlama esastır. Benzer şekilde iletilmek istenen bilginin eksiksiz ve anlaşılır olması da gerekir.

Etkili iletişim dediğimiz kavramın en genel açıklaması budur. Ancak bahsi geçen olgulardan iki tanesi vardır ki (dil ve empati) diğerlerinin ortaya çıkmasını sağlar. Eğer etkili iletişimi bir binaya benzetmemiz gerekirse bu iki olguyu zemin etüdü çok iyi yapılmış bir beton zeminine benzetebiliriz.

Empati niçin önemli?

Empatinin sözlükteki tanımı, “Kişinin kendisini başka bir bilincin yerine koyarak söz konusu bilincin duygularını, isteklerini ve düşüncelerini, denemeksizin anlayabilme becerisi” olarak geçer. En amiyane tabiri ile kendimizi karşıdakinin yerine koymaktır. Bir tür duygudaşlıktır.

Peki, bu ne işe yarar?

Empati, her ne kadar doğuştan sahip olduğumuz, ancak uygun şartlarda hızla kaybedilebilen bir yetenektir. Kaybedilen empati yeteneğini tekrar kazanabilmek için açık uçlu sorular sormak, yavaş hareket etmek ve sık sık yorumda bulunmak, hızlı yargılara varmaktan kaçınmak, kendi davranış ve düşüncelerimizi anlamaya çalışmak, geçmişten ders almak, olayları akışına bırakmak, kendimiz ve karşımızdakilerin davranışları için belirli sınırlar oluşturmak şarttır.

Empatinin en çok güven ile bağı vardır. Bir kişiyle empati kurduğunuzda onu tam anlamıyla anlamanız mümkün olabilir. Bunu gören kişi o andan sonra size rahatlıkla güvenecektir. Bu güven sonucunda da etkili iletişimin adımlarından birini tamamlamış olursunuz.

Doğru beden dili nedir?

Karşımızdaki ile empati yaptıktan sonra güvenini kazandığımızı varsayalım. Buradan sonra izleyeceğimiz adımlar da en az empati kadar önem taşıyor. O halde tek tek açımlamalarını yapalım.

Doğru bir ses ve tonlama kullanmak iletişim için hayati değer taşır. Ses ile başlayalım. Örnek vermemiz gerekirse 5 yaşındaki bir çocuğa kullandığınız ses ile iş yerindeki üstünüze ya da kavgalı olduğunuz birine kullandığınız sesin bariz şekilde farklı olması gerekir. Sesinizi karşınızdakinin sizdeki statüsüne göre ayarlamanız gerekmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Tonlama da bundan pek bağımsız sayılmaz. Tonlama genellikle Türkçe’de cümlenin yüklemindedir. Ancak kullandığınız kişiye göre farklılık gösterebilir. Bu arada belirtmekte fayda var, karşınızdaki kişi kim olursa olsun alaycı bir tonlama ile yaklaşmamanız gerekir.

Konuşmayı bir şarkıya benzetmemiz gerekirse ses müzik, tonlama şarkının bestesidir. Bu nedenle konuşmalarda tonlamaya ve doğru ses kullanımına özen göstermek gerekir.

Diksiyon ise konuşmanın akıcılığını tesis eden bir öğedir. Türkçe özelinde konuşmamız gerekirse “ğ” harfi okunurken boğazı en çok yoran harflerdendir. Bu yüzdendir ki konuşurken “fotoğraf” kelimesindeki “ğ” harfi düşer ve “Fotooraf” olarak okunur. “Boğaz” kelimesindeki “ğ” düşerek “Boaz” olarak okunur. Bu incelikler sayesinde bir topluluk önünde konuşma yapmanız gerektiğinde hem boğazınız yorulmamış olur hem de kulağa armonik gelen bir konuşma yapmış olursunuz.

Tüm Reklamları Kapat

Beden dili ise sessiz dil, sözsüz bir iletişim biçimidir. İnsanın bedeni vasıtasıyla hislerini, fikirlerini karşı tarafa doğru ve anlaşılır bir şekilde iletmesidir.

İnsan görsel ve işitsel zekâsı yüksek bir varlıktır. Ancak bilimsel bir araştırma göstermiştir ki, “İnsanlar okuduklarının yüzde onunu, duyduklarının yüzde yirmisini, gördüklerinin yüzde otuzunu, hem görüp hem duyduklarının yüzde ellisini, görüp duyup söylediklerinin yüzde seksenini, görüp duyup söyleyip dokunduklarının yüzde doksanını hatırlıyorlar.” Bundan dolayı duyusal bellek ile devamlı etkileşim halinde olmak önemlidir. Bu nedenle konuşmalarınızı görsel (jest-mimik-beden dili) olarak desteklerseniz günün sonunda iletişimde kazanan siz olursunuz.

Duyusal bellek nedir?

Duyusal bellek kişinin çevresel etkenlerden oluşan sinyalleri alıp işleyen bir bellektir. Kısa sürelidir. Örnek vermemiz gerekirse iş yerinde patronunuzun ses tonu, diğer çalışma arkadaşlarınızın yüzleri, oturduğunuz koltuğun sertliği, duvardaki LED ışıklı tabela ya da kafanızı kaldırıp dışarıya baktığınızda dışarıda gördüğünüz nesnelerin tümü bu belleğe kaydedilir. Bu belleğe kaydedilen çoğu bilgi, eğer tekrar edilmezse unutulur.

Tüm Reklamları Kapat

Duyusal hafıza dikkat ve hafıza işlemlerinde kısa da olsa oldukça etkili rol oynar. İnsanlar karşısındaki hakkında 3 saniye içinde bir yargıya varırlar. Bu yargı ile karşısındaki insanın kendisine zarar verip vermeyeceğini ya da fayda sağlayıp sağlamayacağını anlar. Bunun yanında karşısındaki kişinin özgüvenli olup olmadığını da anlayarak kendini karşısındaki kişiye karşı bir statüye yüceltir ya da indirger. Bundan dolayı duruşunuzun, özgüvenli oluşunuzun, sıcak ve samimi bir gülümsemenizin iletişimde olduğunuz kişi ile etkili bir iletişim kurmanızdaki faydası yadsınamayacak derecede fazladır.

Girizgâhımızda bu iletişimlerin yüz yüze ya da çevrimiçi şekilde yapıldığını belirtmiştik. Peki, bu nasıl yapılıyor? İletişim donanımı denilen şey nedir?

İletişim donanımları nedir?

İletişim donanımları denilen olgu teknoloji, iletişim-algı yönetimi ve insan uzuvlarını kapsayan soyut ve somut tüm kavramların genel başlığıdır. İletişim donanımlarının bazıları dışarıdan temin edilebilirken, telefon-bilgisayar gibi teknolojik aygıtları satın almak, bazıları ise tanrı vergisi ya da sonradan geliştirilebilen özelliklerdir. Örneğin ikna yeteneğinizi üzerine eğitimler alarak ve kendinizi bu alanda ilerleterek geliştirebileceğiniz bir yetenekken, ses tonunuzun belli oktavlarda olması tanrı vergisidir. Tabii ki bunların hepsi birbirini tamamlayıcı unsurlardır. Uzakta bulunan bir müşteriniz ile iş hakkında telefon üzerinden konuştuğunuzu hayal edin. Bu konuşmanızda iletişim becerilerinizin, ikna ve algı yönetiminizin üst safhada olması gerekir ki, sağlıklı bir konuşma olsun. Eğer bir satıcıysanız karşınızdakini iyi anlamanız, empati kurmanız, elinizdeki ürünün özelliklerini iyi bilmeniz tek başına yetmeyebilir; tüm bunları uygun beden dili, doğru diksiyonla da tamamlamalısınız ki, başarılı bir sonuç elde edebilesiniz.

Şu vakte kadar genel çerçevede tümden sözlü iletişimi konuştuk. Peki, sözsüz iletişim var mıdır, varsa nasıldır?

Sözsüz iletişim nedir?

Sözsüz iletişim, göz teması, yüz ifadeleri, jestler ve daha fazlasını içeren beden dilinin kullanımı yoluyla bilgi aktarımıdır. Biriyle tanıştığınızda gülümsemek, samimiyeti, kabulü ve açıklığı ifade eder.

Oyunculuk ekollerinden birinde “Göz Oyunları” denilen bir teknik mevcuttur. Türlü duygu halleri, zihinde canlanan fikirler, gözler aracılığıyla nasıl aktarılacağı öğretilir. Tabii göz ile elin uyumu da önemlidir. Tiyatro oyuncuları ile sinema yahut dizi oyuncularını izlemek, bir fikir verecektir muhakkak.

Tiyatro oyuncusu akış içinde olmak zorundadır, replikler ezberindedir; kamera önü oyunculukta sahneler bölünerek çekilir ve ezber şart değildir. Sinema oyuncularından daha doğal ve daha minimal bir oyunculuk sergilemesi beklenir. Tiyatro oyuncusu ise sahnede, kamera önünde olduğu gibi bir oyunculuk sergilerse sönük kalabilir; abartmak zorundadır.

O halde soralım: Sözsüz iletişimde iyi olmak için nasıl bir beceriye sahip olunmalıdır?

Tüm Reklamları Kapat

Öncelikle özgüvenli bir duruşunuz olmalıdır. Özgüvenli ve düzgün bir duruşu hallettiysek diğer becerilere geçebiliriz.

Sözsüz etkileşim becerileri, düzgün bir duruşa sahip olmak (kambur olmamak), ciddi konularda alaycı bir tavır takınmamak, konuşmanıza jest-mimik gibi beden dili katmak, sakin bir duruş sergilemek (kol ve bacakları titretmemek), konuşmaya odaklanmak, gerekli yerlerde yüzden gülümsemeyi eksik etmemek, ilgi belirtmek için hafifçe öne eğilmek, dikkatlice dinlemek, kolları açık tutmak, ses tonunu aktif kullanmak, karşınızdaki kişinin anlattıklarınıza tepkisini gözlemlemek ve cevap vermek için kişinin konuşmasını bitirmesini beklemek olarak özetlenebilir.

İletişim becerileri nasıl ölçeklenir?

Bireylerin yakın ilişkilerinde yaşadıkları sorunların çoğunun etkili olmayan iletişimden kaynaklanır. Etkili ve sağlıklı iletişimi ise etkileyen pek çok etmen bulunur. Bununla birlikte, iletişim becerilerinin hangi becerileri içerdiğine ilişkin görüşler farklılıklar gösterebilir. Örneğin bazı araştırmalar, iletişim becerilerini sözel olan ve olmayan mesajlara duyarlılık, etkili olarak dinleme ve etkili olarak tepki verme biçiminde ele alır. Bir başka çalışma ise iletişim becerilerinin sözel, bedensel, dokunsal, hareket içeren mesajları ve bu mesajların çeşitli karışımlarını içerdiği belirtir.

Tüm Reklamları Kapat

İletişim becerisi olan dinlemenin fiziksel ve psikolojik dinleme olarak iki boyutu vardır. Dinlemenin fiziksel boyutunda konuşanın yüzüne doğrudan bakmak, beden olarak ona yönelik olmak, gözle iyi bir ilişki kurmak gibi özellikler yer alır. Psikolojik boyutunda ise söylenenleri sadece duymak değil, söylenenlerin altında yatan duyguları da anlamaya çalışmak özelliği bulunur.

İletişim becerilerine ilişkin ölçeklerin içinde yaşanılan kültüre göre geliştirilmesi önemlidir. Yayın olan birkaçını anmakla yetinmek isterim yine de: Önceliği sanırım Rees, Sheard ve Davies (2002) tarafından geliştirilen ve Harlak, Dereboy ve Gemalmaz (2008) tarafından tıp öğrencilerine yönelik olarak Türkçe’ye uyarlanan İletişim Becerileri Tutum Ölçeği’ne vermek gerekir. İkinci sıraya ise genel amaçlı olarak F. Korkut tarafından geliştirilen 25 maddelik tek boyutlu İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği’ni koymak doğru olur. Bu ölçek liseliler, üniversiteliler ve yetişkinlerde kullanılabilir.

Detaylarda boğulmamak adına ana güzergâhı çizmek şimdilik yeterli olacaktır: İletişim becerilerinin ölçeği tabii ki iletişimin sağlıklı olup olmadığıdır. İletilmek istenen mesajın eksiksiz ve doğru anlaşılıp anlaşılmamasıdır.

Yine de şu kapı açık bırakılmalıdır: İletişimde olduğunuz kişinin idrak kapasitesi de önemli bir faktördür. Onun anladığı kadarını anlatabilirsiniz en fazla. Karşımızdaki kişi bazı durumlarda bizi daha az anlayabilir ya da hiç anlamayabilir. Bu durum neden kaynaklanıyor olabilir?

Tüm Reklamları Kapat

Bu durum, kişinin o anki duygu durumuna bağlı olabilir; kişinin eğitim seviyesine de. Duygu durumu anlık bir durumdur, ancak eğitim seviyesi bizleri coğrafya kaderdir sözüne götürür. İletişim hatalarının büyük çoğunluğu yaşanılan coğrafyadan kaynaklanır. Örneğin iletişim esnasında bağırmak iletişimi sağlıksız hale getiriyorken, bazı uluslarda bağırmak gayet tabii karşılanabilir . Bu nedendendir ki çok uluslu firmalarla iletişim kurarken, ülke kültürünü araştırmak yararlı olabilir.

Etkili iletişimin önündeki 8 engel

Amerikalı yazar, beden dili uzmanı ve motivasyon konuşmacısı Kevin Hogan, etkili iletişimin önündeki 8 engeli aşmadan, hakiki bir iletişimden söz edilemeyeceğini söyler. Ancak biz ondan bağımsız olarak, en sık görülen engelleri sıralamakla yetinelim: Zamanlama (zaman baskısı), aşırı bilgi yükleme, gürültü, dil faktörü, kıskançlık, dedikodu gibi psikolojik faktörler, statü engeli yahut görüş açısı farklılığı gibi hiyerarşik faktörler vb.

İnsan, doğduğu andan itibaren sürekli bir iletişim içerisinde; sözlü ya da sözsüz, araçla ya da doğrudan. Ama önemli olan iletişimin etkin olup olmadığıdır. Kişi, eğer amaçladığı sonucu elde edebiliyorsa başarılıdır. Edemiyorsa aşması gereken engeller var demektir. O vakit kişilerin davranışlarına, kültürel farklılıklara, iş tecrübelerine, güven ve açıklık olgularına, dil süzgeçlerine, iletişim kanalının yeterli olup olmadığına tekrar ve tekrar bakmak gerekir.

[1]

136 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Fikir turu, et al. Etkili Iletişim Becerileri Nasıl Geliştirilir?. (11 Ekim 2022). Alındığı Tarih: 15 Kasım 2022. Alındığı Yer: Fikir Turu | Arşiv Bağlantısı
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close