HIV sadece cinsel ilişki ile bulaşan bir virüs değildir ki. Meni gibi vücut salgılarında bolca bulunduğu için en çok cinsel ilişki ile bulaşır denir. Yoksa ortak iğne kullanan uyuşturucu bağımlısı gençlerde kan yolu ile bulaş da yaygındır.
Üstelik sadece homoseksüel hastalığı da değildir. Anal ilişki sırasında anüs ve rektum içerisinde ufak, gözle görülmeyecek çatlaklar oluştuğu için virüs daha kolay mukozayı geçip, kan dolaşımına katılıyor. Bu yüzden homoseksüel ilişkilerde yaygın diyoruz.
Öte yandan Batı Afrika’da endemik olarak çok yaygın görülen HIV-2 serotipi de mevcuttur. RNA’dan DNA yapabildiği için çok hızlı mutasyon geçiren reverse transkriptaz enzim sahibi bir virüstür sadece.
HIV taşımadığı kesin olan kişilerle yaşanan cinsel ilişkilerden virüs bulaşmaz. Fizyolojik süreçlerle vücutta oluşmaz. Yani dışarıdan alınmak zorundadır. Örneğin bu HIV taşıyan partner olur, HIV taşıyan şırınga iğnesi olur ya da HIV taşıyan bıçak olur.
HIV anneden bebeğe gebelikte, doğum esnasında ve emzirme sırasında da bulaşabilir. Her ne kadar gebelikteki geçişler önlenebiliyor olsa da dikkat edilmesi ve kontrollerin aksatılmamasını tavsiye ediyoruz. Keza amniyon sıvısı ve süt bezlerinde de enfeksiyon için yeterli partikül bulunuyor. Hatta tükürük, gözyaşı, dışkı ve idrarda dahi HIV partikülleri bulunabilir. Fakat enfeksiyon için yeterli miktarda bulunamaz, bu yüzden bu yollarla bulaş riski yoktur. Örneğin atıyorum bulaş için en az 2000 virüs gerekiyorsa, bu bölgelerdeki virüs sayısı 3-5 civarında olur.
Bulaş risklerini sıralayan tabloyu aşağıda görebilirsiniz: