Sağlıklı serbest piyasa ekonomilerinde alt, orta ve üst gelir gruplarının, hatta nüfusun %3-4 oranında geliri olmayan işsiz kesimin olması beklenir. Alt gelir grubu olmak zorundadır çünkü, insanların beğenmediği, tercih etmediği işlerde çalıştıracak personel bulamazsınız. En az %3-4 işsizlik olmalı, aksi halde sırasıyla şunlar olur; maaşlar önü alınamaz şekilde yükselir, maliyet enflasyonu oluşur, global ekonomide rekabet şansınızı yitirir, dış ticaret açığı verir, milli geliriniz düşer ve ülke olarak tüm kesimler dahil fakirleşirsiniz. Çok zararlı gibi görünen işsizlik bile, liberal ekonomilerde olmazsa olmazdır. Dolayısı ile herkesin zengin olmasını bekleyemezsiniz.
Gelelim robotlara ve yapay zeka konusuna. Sizi şimdi 100 yıl öncesine götüreceğim, bakalım o dönemin en popüler, en gelir getirici meslekleri nelermiş. Külekçilik, bileycilik, sütçülük, yorgancılık, yemenicilik, sepetçilik, arzuhalcilik, çömlekçilik, saat tamirciliği, sahaflık, dokumacılık, faytonculuk ve buraya yazmaktan üşendiğim 123 meslek dalı. Bu mesleklerin tamamı teknoloji ve makineleşme yüzünden yok oldu. Anlatmak istediğim şu; Teknoloji bazı meslek dallarını yok ederken, yeni meslek dallarının ortaya çıkmasına neden olacaktır. Robotlar bedenen yapılan meslekleri yok edebilir. Yapay zeka yüzlerce insanın bir kaç hafta boyunca yapabildiklerini bir kaç saat içinde kusursuzca yapabilir. Bu durum pek çok meslek dalında olan insanı işsizliğe sürükleyebilir (sorunuz tersten sorulmuş, robotlar ve yapay zekanın toplumu zenginleştirmesinden ziyade, gelir dağılımı eşitsizliğini daha fazla artırmasından korkuluyor). Fakat bu durum geçici olacaktır, ihtiyaca göre henüz ismini dahi bilmediğimiz yeni yeni meslekler ortaya çıkacaktır.