Herhangi bir fikrin, o fikri ele alan kişiye mantıklı gelmesiyle, bir fikir sunan kişinin, muhtabına o fikri mantıklı olduğuna ikna edecek şekilde sunması farklı şeyler.
Herhangi bir fikre maruz kalan kişinin, o fikrin mantıklı ya da mantıksız olarak tanımlamasının, tamamen o kişinin bilinçli olarak sonuca gitmesi olarak değerlendirilebilir mi şeklinde ele almayı tercih ediyorum. Çünkü bu fikir içerikli soruyu ele aldığımda bana mantıklı gelen hali bu şekilde oldu.
Düzen arayışı çok temel bir güdü içimizde. Ya da daha kararlı hale geçme arzusunun farklı bir dışavurumu. Karmakarışık bir görüntüde anlam aramak, oradaki alakasız izleri bir yüze ya da silüete benzetmeye çalışmak insanın mana arayışının en basit dışavurumlarından.
Bir fikri mantıklı ya da mantıksız olarak değerlendirmede de benzer bir metod kullanıyoruz. Yani önceden biriktirdiğimiz mantık kurallarına uyup uymaması üzerinden bir sonuç çıkarmaya çalışıyoruz ki, tanımlayabilelim. Karmakarışık bir görüntüyü de tanımlama çabamız böyle bir şey. Tanımlarsam, artık yabancı olmaktan çıkar, anladığımı zannettiğim bir şeye dönüşür, artık onunla uğraşmam.
Sonucun bana göre mantıklı mı, mantıksız mı olduğunun kararı kişinin sonuca gitmede kullandığı yöntemlerle de alakalı. Nasıl o güne kadar gördüğü, hayal ettiği görüntüler kokteyli beyninde dolaşıyorsa karmaşık bir görüntüde anlam ararken, bir fikre maruz kaldığında da, edinimlerine başvurur, kavramsal tanı, mantıksal sorgulama yöntemlerine girişir ve soruyu tutarlı, tanımladığı bir anlam bütünlüğüne dönüştürebilsin. Bu gerçekleştiğinde artık benim tanımlayabildiğim bir hale gelmiştir. Eğer basit mantık hataları, major bir sorun yoksa, anlaşılmayacak kadar kompleks ise, üzerinde durmamak için mantıksız olarak tanımlanabilir muhatabımız tarafından. İlk anda ya da ilk hamlede anlaşılamayan şeyleri dışlama eğilimindeyiz. Çünkü yaşamda kalma gibi önemli bir görev varken, tanımlayamadığın herşey tehlike içerebileceği için temkinli olmak birinci görevdir. Zaten bu sayede yaşamda kalmak mümkün olabiliyor.