Sorunuzu yanıtlamadan önce yan etki ile çok sık karıştırılan bir terim olan advers etki kavramını açıklamak istiyorum. Yan etki ilacın farmakolojik özellikleri itibari ile ortaya çıkan öngörülebilen ancak istenmeyen etkilerdir. Advers etki ise ilacın doğru dozda kullanılmasına karşın ortaya çıkan beklenmedik ve istenmeyen durumları ifade eder.[1] Bir örnekle açıklamak gerekirse etken maddesi hiyosin-N-butilbromür (p.s. sıklıkla Buscopan olarak bilinir) olan bir ilaç uygun pozoloji ile ancak hızlı infüzyon şeklinde hastaya verildiği takdirde hastada geçici görme bozukluğuna yol açabilir. Buscopan antikolinerjik bir ilaçtır ve bir nörotransmiter olan asetilkolin üzerinde oynamalar yaparak parasempatik sistemini yavaşlatır veya aksatır. Bu noktada siliar kaslarda relaksasyona yol açarsa gözde odaklanma sorununa yol açabilir. İşte yan etki dediğimiz şey budur.
Öyleyse sorununuzun yanıtına geçebiliriz. Bu noktada bilmeniz gereken ilk şey ilacın vücuttaki etkilerinin farmakodinamiği ve farmakokinetiği ile ilgili olduğudur. Farmakodinamik kavramı takriben ilacın vücuda ne yaptığı ve nasıl yaptığı ile ilgilidir. Bunu ise bir hücre yüzeyinde veya hücre içinde bulunan spesifik reseptörlere bağlanarak gerçekleştirirler.[1] Örneğin preeklampsi tedavisinde konvülsiyon gelişmesini önlemek amacıyla kullanılan magnezyum sülfat etkisini N-metil-d-aspartat reseptörlerine bağlanmak suretiyle konvülsiyon eşiğini yükselterek gösterir. Ancak magnezyum sülfat aynı zamanda kalsiyum iyon antagonistidir ve asetilkolin salınımını baskılar.
Farmakokinetik özellikler ise bir ilacın absorbsiyon, dağılım, metabolizma ve atılım süreçleri ile ilgilidir.[1] Magnezyum sülfat örneğini bu bağlamda geliştirirsek söz konusu bu molekülün eliminasyonu büyük çoğunlukla idrar yolu ile sağlanır. Eğer hastada yeterli idrar çıkışı yoksa serum düzeyleri yükselir ve belirli bir düzeyden sonra toksik etkiler ortaya çıkar. Örneğin yüksek serum düzeyleri solunum merkezinde depresyona ve solunum kaslarında baskılanmaya neden olabileceğinden hastada solunum sistemi ile ilgili ciddi yan etkiler (solunum arresti veya distress) gelişebilir. İşte bu nedenle bu hastalarda tedavi sırasında mutlaka serum magnezyum düzeyleri monitörize edilir. Bununla birlikte kişinin ilaca karşı vereceği yanıtta aslında parmak izleri gibi eşsizdir. Bu noktada farmakogenomik özellikler göz ardı edilmemelidir. Bu farklı hastaların aynı ilaca farklı tepkiler verebileceğini ifade etmektedir.[2] Tahminler genetiğin ilaç etkilerindeki değişkenliğin %20 ila %95'ini oluşturduğunu varsaymaktadır.[3]
Söz konusu bu durumda görebileceğiniz gibi ilaç yan etkileri ilacın biyolojik sistemdeki çalışma prensibinin bir tezahürüdür. Dolayısıyla farmakolojik bir tasarım eksikliği veya ticari bir kötü niyetin ürünü değildir. İlaç geliştirme süreci oldukça meşakkatlidir. İhtiyatlı bir tahminde bulunursak bir ilaç geliştirmek her şey yolunda gittiği ve faz çalışmaları başarılı olduğu takdirde 10-15 yıl sürer ve 500 milyon ila iki milyar ABD doları tutar.[4] Buna karşın piyasadan çekilen ilaçların %90'ından fazlasında ilaç geliştirme süreci ortaya çıkan toksisite ve yan etkiler nedeniyle durdurulmuştur.[5] İlaç geliştirme sürecinin bilimsel bir altyapıya oturtulması şirketlerin kanıta dayılı çalışmalarca etkinliğini ve güvenilirliğini kanıtlamadıkları ilaçların piyasaya sürülmesinin önünde engel teşkil eder. Elbette ilaç geliştirme süreci bilimsel bir zemine oturtulmadan önce ilaç yan etkileri ile ilgili korkunç tecrübelerimiz olduğuda unutulmamalıdır. Bakınız Thalidomide faciası bunun en bilindik örneklerinden biridir.
Son olarak şunu önemle belirtmek gerekir ki Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından ruhsatlandırılmamış (ülkemizde bu konuda otorite bu kurumdur) ve bir hekim tarafından reçete edilmemiş hiçbir ilaç kullanılmamalıdır. Çünkü ilaç ile zehri ayıran şey onun dozudur.
Kaynaklar
- S. Keskin Kızıltepe. (2020). İlaç Doz Hesaplamaları. ISBN: 978-625-770-771-8. Yayınevi: Akademisyen Kitabevi. sf: 3-18.
- E. S. Vesell. (2002). Pharmacogenetic Perspectives Gained From Twin And Family Studies. Elsevier BV, sf: 535-552. doi: 10.1016/0163-7258(89)90130-7. | Arşiv Bağlantısı
- W. K. B. Tang, et al. (2006). Hypothesis: Comparisons Of Inter- And Intra-Individual Variations Can Substitute For Twin Studies In Drug Research. Pharmacogenetics and Genomics, sf: 283-289. doi: 10.1097/00008571-199808000-00001. | Arşiv Bağlantısı
- J. A. DiMasi, et al. (2003). The Price Of Innovation: New Estimates Of Drug Development Costs. Elsevier BV, sf: 151-185. doi: 10.1016/S0167-6296(02)00126-1. | Arşiv Bağlantısı
- D. . . Schuster, et al. (2005). Why Drugs Fail - A Study On Side Effects In New Chemical Entities. Current Pharmaceutical Design, sf: 3545-3559. doi: 10.2174/138161205774414510. | Arşiv Bağlantısı