Ekosistemin gücü ekosistemde yaşayan hayvanların çeşitliliği ile orantılıdır.
Ekosistem besin piramidi ile ilgili Google'da arama yaparsanız bir çok bilgi ve görsele ulaşabilirsiniz. Bu piramitlerde en altta üretici ve ayrıştırıcılar, bunun üzerinde de birincil, ikincil, üçüncül, dördüncül tüketiciler şeklinde sıralanırlar. Bu basamaklarda oluşacak bir türün yok oluşu kesinlikle diğer basamaklardaki türleri ve dolayısıyla da ekosistemi etkiler.
Ayrıntılara girdikçe bu işin çetrefilliği de ortaya çıkıyor. Yabani arılardan bir örnek vererek açıklayayım. Arı yetiştiriciliği ile birlikte kovan arılarının yabani ağrıların varlığını tehtid ettiği ve birçok yabani arı türünün yok olduğu biliniyor. Peki bunun doğaya ne etkisi oldu: şu gözlenmişki arı türleri arasında büyüklük, çiçek tercihi ve gün içinde aktif olduğu saatler konusunda büyük varyasyonlar var. Bazı bitkilerin hassas çiçekleri ancak hafif arıları kaldırabiliyor ve bazı çiçekler de sabah erken saatlerde açıyor vs.. görülmüş ki arılarda da çiçeğe özel spesifikleşme mevcut ve bu hassas çiçeklerin polenizasyonunu ancak güne erken başlayan, hafif yabani arılar sağlayabiliyor. Dolayısıyla bu tip yaban arısının neslinin tükenmesi berli bir tür çiçeğin de neslinin tükenmesi ile sonuçlanıyor.
Siz çeşitliliği azaltıp monokültüre yaklaştıkça ekosisteminizin zayıflayıp hayatta kalma şansı o kadar artıyor. Yani işiniz git gide pamuk ipliğine dayanıyor.
Bu sebeple çeşitlilik ne kadar çoksa ekosisteminizin hayatta kalma, büyük felaketlerden sonra toparlanıp yola devam etme şansı artıyor. Işte bu zincir sebebiyle nesli tükenen hayvanlar için endişe ediliyor.