Hayvanlar da tabii ki düşünür, sayısız örneği var.
Ancak, yüksek yapılı canlılarda düşünce, beyin yapısına bağlı bir kognitif fonksiyon olduğu için, BEYNİN YAPISI bu konuda belirleyicidir.
Sürüngen beyin, omurgalılarda yüksek yapılı organizmalarda temel beyin yapısıdır, yaşamsal fonksiyonları, güdüleri kontrol eder, yaşamda kalmayı sağlar.
Orta beyin ve korteks ise, sürüngen beyinden gelen güdü dürtüleri yorumlar, bu ihtiyaçların giderilmesinin yöntemini belirler, gelişmişlik oranında temel fiziksel ihtiyaçlara anlam yükler, ve bunların dışında ihtiyaçlar edinebilir.
Özellikle yunusların çok gelişmiş bir beyin yapıları olduğu için, sosyal yaşamları, kullandığı kelimeler ve biribirine ait isimlerin olduğuna dair bilgiler mevcut. Sinan Canan, yunusların yüzgeçleri olduğu, elleri olmadığı için gelişemediklerini ifade eder eğlenceli bir dille. Aslında bu doğru, çünkü onların sosyal yaşam kalitesi az rastlanır bir karmaşıklığa sahip.
Ancak hayvanlarda orta beyin insan kadar gelişmediği için, güdülerin yorumlanması-duygular bize göre oldukça biyolojik kökenli kalmakta. Bir çok hayvanın sahibini kaybettikten sonra depresif davrandığını vs biliyoruz. Ancak, yine de farkındalık düzeyinin izin verdiği sınırlar içinde bir bağlılık hissi olduğunu biliyoruz.
Canlıları beyin yapılarına göre az gelişmiş çok gelişmiş olarak sınıflandırmak, çok düşünen az düşünebilen olarak hiyerarşiye sokmak da yöntemsel olarak doğru olmaz, çünkü her canlı, içinde buluduğu şartlara uyumlanabilme oranında üstündür. Yani yaşamda kalma, çevresel şartlarla uyumlanabildiği oranda yaşam döngüsü devam edebilir.