Merhaba.
Önce sorunun sorulma tarzına dair bir şey söyleyeyim. İsimlerden bahsetmemize gerek yok. Sorulmaya çalışan soru aslında şu: Benim ismim Berat. 10 yıl sonra Berat dendiği zaman bahsedilen varlık, vücudumdaki bütün hücreler yenilenmiş olmasına rağmen, aynı varlık mıdır? Berat ismi söylenince yine aynı varlıktan mı bahsedilmiş olur? Varlığımın devam edebilmesi için hangi şartların sağlanması gerekir? Ne gibi değişimlerden sağ çıkabilirim ve ne gibi değişimler beni yok eder? Mesela saçımı kestirdiğim zaman yok olmadığımı düşünüyorum. Ama beynim yok edilse ve başka bir beyin bedenime nakledilse ortaya çıkan kişi ben mi olurum? Beynimin yok edilmesinden sağ çıkabilir miyim?
Bu gibi sorular kişisel özdeşlik/kişisel kimlik problemiyle ilgili sorular. Talha Parfit'in toplumsal benliği merkeze alan kuramından bahsetmiş. Ben de iki ana kuramdan bahsedeyim.
İlk kuram bizlerin organizmalar, biyolojik varlıklar, olduğunu iddia eden animalist kuram. Animalistler 'ben' dediğimde biyolojik bir varlıktan bahsettiğimi düşünürler. Dolayısıyla animalistler için organizma varlığını sürdürdüğü müddetçe ben de varlığımı sürdürürüm. Bu durumda vücudumdaki tüm hücrelerin yok olması bir fark yaratmaz gibi görünüyor. Çünkü organizmalar hücrelerinin yenilenmesinden canlı çıkabilirler. Mesela bir bebekle bir yetişkinin aynı canlı olduğunu söyleyebiliyoruz çünkü bebek ve yetişkin aynı yaşam döngüsünün parçaları. İkisi arasında belli türden bir fiziksel bağlantı varsa, mesela söz konusu beden parçalanmadıysa ve tamamen yok olmadıysa, organizmanın varlığını sürdürdüğünü söylüyoruz. Bu durumda bütün hücrelerinin yenilenmesi seni yok etmiş olmaz. Ancak burada Theseus'un Gemisi örneğine benzer ilginç bir problem ortaya çıkıyor. Ne tür değişikliklerden sağ çıkabilirsin? Mesela hücrelerin yavaş yavaş yenileniyor. Ama ben bütün organlarını hızlı bir şekilde ameliyat masasında değiştirseydim yine aynı varlık olmayı sürdürür müydün?
İkinci kuramsa ben dediğimizde bir kişiden bahsettiğimizi, varlığımızın devam etmesi için de önemli olanın psikolojik devamlılık olduğunu söyleyen psikolojik devamlılık kuramı. Eğer önceden sahip olduğun zihinsel durumlarla şu anda var olduğun zihinsel durumlar arasında belli bir türden nedensel bağlantının olması söz konusuysa, aynı varlık olarak var olmaya devam ettiğini söyleyebilirsin. Vücudundaki bütün hücrelerin yenilenmesi önem taşımıyor, çünkü önemli olan aynı hücrelere sahip olman değil psikolojik durumlarının aniden değişmeden birbirlerine neden olduğu bir zihinsel 'akışın' sürmesi bu teoriye göre.
Bunun dışında zamansal parçaların gerçekliğine dair ne düşündüğüne göre farklı bir cevap da verebilirsin. Normalde kişilerin var oldukları her bir anda bütünüyle var olduklarını düşünürüz. Mesela olaylar böyle değildir, çünkü olayların bir bölümü bir zamanda, diğer bölümüyse başka bir zamanda gerçekleşir. Atıyorum bir okulun bahar şenliği üç gün sürüyorsa bir olay olan bahar şenliğinin zamansal parçaları olduğunu söylemiş oluruz. Ama kişiler varlıklarını tek bir anda bütünüyle sürdürürler denir genellikle. Ben çocukken bütünüyle o zamandaydım, şu andaysa bütünüyle şimdiki zamandayım demek isteriz. Ama zamansal parçalar gerçekse bizler de olaylarda olan gibi zaman içinde yayılımlı bir şekilde var oluyoruz demektir. Ben çocukken bütünüyle o anda bulunmuyordum, benim 'çocuk zamansal parçam' o anda bulunuyordu. Şu andaysa yetişkin zamansal parçalarım bu zamanda. Ben dediğim şeyse bütünüyle belli bir zamanda bulunmuyor. -Ben bütün zamansal parçalarımın toplamı olan dört boyutlu bir varlığım bu kuramda. Daha basit bir şekilde söyleyecek olursak ben bütün yaşamımın toplamıyım. Dolayısıyla hücrelerimin değişmesi bu kuram açısından bir sorun teşkil etmez.
Bu üç kuramın bir sürü versiyonu var ve melez kuramların olması da mümkün. Ancak sorduğunuz soruya bu üç ana kuram açısından nasıl yanıt verilebileceğinizi görmeniz bu sorunun amaçları açısından yeterli olur sanıyorum. Her üç kuram da hücrelerimiz yenilenmesine rağmen aynı varlık olduğumuzu söylememizin problem olmadığı sonucuna ulaşıyor.