Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Onur Zengin
Onur Zengin
63K UP
Üye
1

Hayatı ciddiye almak mı, almamak mı insanı daha sakin, huzurlu yapar?

3,580 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Bade :)
Bade :)
3,021 UP
Yakından ilgilendiğim ve deneyimlediğim bir konu

Cevabıma direkt olarak Aristoteles'in "Altın Orta" kavramıyla başlamak istiyorum. Esas fikir, “ne çok fazla” ya da “ne çok az” yerine, “tam da olması gerektiği kadar” düşüncesinin karakterimizde ön plana çıkartılmasıdır, böylece yaptıklarımız ve bunlara olan tepkiler iki uç nokta arasına isabet edecektir: Altın orta.[1] Hayattaki bütün davranış ve düşüncelerimizin kararında olması gerektiğini düşünmekteyim. Herhangi bir şeyin fazlası veya azı beraberinde sıkıntıları getirebilmektedir. Şöyle bir durum da var ki insan olduğumuzu düşünürsek hayatı tamamen umursamadan yaşamak pek mümkün değil. Ancak her şeyi aşırı ciddiye de almak sonunda fazla stres ve endişeyi beraberinde getirebilmekte. Hayat bizlerin ve bütün canlıların deneyimleyebileceği en uzun yolculuktur. Ama kimseye yarının garantisini de veremez. Hayat çok ciddiye almak için fazla kısadır ancak hiç umursamamak için de fazla uzundur. Bu nedenle sakinlik isteyen ortasını bulmalıdır.

398 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Ömer Yıldırım. Altın Orta Nedir?. (15 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 11 Ağustos 2022. Alındığı Yer: https://www.felsefe.gen.tr/ | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Enes Buhari
Enes Buhari
4,387 UP
Felsefe Yüksek Lisans Öğrencisi

Hiçbir filozof hayatını boşlayarak huzura ulaşılabileceğini öne sürmemiştir. En eski felsefi akımlara döndüğümüzde Lao Tzu felsefi karşımıza çıkar: Çin Zhou Hanedanı egemenliğinin bozulmasıyla MÖ 6. yüzyılda bir iç savaşın eşiğine doğru sürüklenmişti. Bu değişim yöneticilerden ve hakimlerden oluşan yeni bir sosyal sınıf doğurmuş ve bu sınıf egemenliklerinin etkisini arttırmak için yeni düzenlemeler yapmanın peşine düşmüşlerdi. Bu memurlar tarafından üretilen geniş fikirler yelpazesi de Yüz Düşünce Okulu olarak tanınmıştı. Ancak Çin felsefesi politik uygulamalardan gelişmiş olduğundan dolayı kozmosun yapısından çok ahlak ve etik üzerine yoğunlaşmıştı. Tao kavramını anlamak için eski Çinlilerin sürekli değişen dünyayı nasıl gördüklerini bilmek gerekir. Onlara göre değişimler döngüseldir, gece ve gündüz, yaz ve kış gibi sürekli bir durumdan diğerine geçerler ve bu değişimler birbirine karşıt olarak değil, biri diğerinden çıkan bağlantılar olarak görülürler. Bu durumlar aynı zamanda bir bütünü oluşturan tamamlayıcı özelliklere sahiptirler. Değişim süreci tao'nun bir ifadesi olarak görülür ve dünyayı oluşturan 10.000 görüntüye neden olur. Lao Tzu Tao Te Chingde insanların bu 10.000 görüntüden sadece biri olduklarını ve özel bir statüleri olmadığını söyler. Ancak isteklerimiz ve özgür irademiz nedeniyle lao'dan sapabilir ve dünyanın uyumlu dengesini bozabiliriz. Erdemli bir hayat sürmek tao ile uyum içinde hareket etmek anlamına gelmektedir. Ancak Tao Te Ching'de verilen bilgiye göre tao'yu izlemek de çok basit bir mesele değildir. Tao hakkında felsefe yapmak da anlamsızdır çünkü bu, insanların kavrama yeteneklerinin ötesindedir. Wu (var olmama) ile karakterize edilir, bu yüzden de tao'ya göre yaşamanın tek yolu "eylemsizlik” anlamına gelen wu wei'dir. Lao Tzu bununla “yapmamayı" değil doğayla uyum içinde kendiliğinden ve sezgisel olarak hareket etmeyi kasteder. Bu da isteksiz, hırssız ve sosyal geleneklere geri dönmeyi gerektirir.

Siddharta Gautama ise acı çekmenin evrensel olduğunu fark etmiştir. Bu varoluşun ayrılmaz bir parçasıdır ve acı çekmenin esas nedeni istek ve beklentilerimizi karşılayamamamızdır. Gautama’nın “bağlılık" adını verdiği bu istekler sadece duyusal isteklerimizi ve dünyevi hırslarımızı değil temel bir içgüdü olan kendini korumayı da içerir. Bu bağımlılıkları doyurmak sadece kısa vadeli bir doyum sağlar ama zihnin huzuru ve gönül ferahlığı anlamında mutluluk getirmez.

Yine Arthur Schopenhauer'un felsefesine baktığımızda kendisinin felsefesinin ilkesel bir kavramı irade kavramıdır. Dünyanın özü ve gerçekliği irade iken, fenomenlerden oluşan dünya, tasarımdan başka bir şey değildir. İrade, Schopenhauer felsefesinde kendini bir zorunluluk olarak gösterir, ki onun düşüncesindeki kötümserliğin ve karamsarlığın kaynağı da esas olarak budur. İnsan, tamamen kurtulamayacak olsa da istencin emrine boyun eğerek acı ve kederden kısmen kurtulabilir. Bu noktada Schopenhauer'ın düşüncelerinin belirli ölçüde, kaderciliğin ağır bastığı doğu felsefelerine yakınlaştığı söylenebilir.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Yine Viktor Frankl'a döndüğümüzde insanın huzuruna kavuşabilmesi için çektiği acı ve ıstırapların altında yatan anlamı aramalıdır. Kendisi şöyle der: "Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir."

Varmak istediğim bir nokta, hiç kimse çektiği acılardan kaçmak amacıyla huzura kavuşamaz. İnsan kendi özüne yönelik bir şekilde arayış içerisinde bulunmalı ve bu uğurda acılara katlanabilmelidir.

Daha fazlası için Kinik Felsefesini de araştırmanızı öneririm.

219 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Wikipedia. Alman Filozof. (9 Temmuz 2006). Alındığı Tarih: 13 Ağustos 2022. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close