Hayata belli bir altyapı ve özgün özellikler ile doğar daha sonra arı peteğinin çerçevesi gibi bunu doldururuz. İnsanların genetik olarak devraldıkları düşünceler de var, kültürel olarak devraldıkları düşünceler de var. Bunun yanında tüm bu devralınan şeyler cansızdır. Onlara can veren bilincimizdir. Onları şu ya da bu şekilde kendince bir şeyler üretmek için kullanırız. Ürettiğimiz bu şeyler bilincimizin, kişiliğimizin üzerinde dolaşabildiği şeylerdir. Çalışır durumdadır. Tıpkı dışarıdan aldığımız besinleri önce parçalayıp sonra kendimizin ihtiyacına göre kullanışımız gibi. Her insan kendini içeriden inşa eden bir ustadır beyninde, zihninde. Yani hiçbir şey mekanik olarak, rastgele bir araya gelerek kişiliği ortaya çıkaramaz. Doğada maddeler böyle oluşuyor veya çözülüyor olsa da insanda bu büyük ölçüde bilinçli, farkındalıklı ve özgün bir şekilde olur. İnsanın zihni öyle bir yuvadır ki her bir parçası kendisi ve her bir parçasında vardır. Bir usta bir yapı ördüğünde onun parçalarını hissedemez. Yapının kendisi de parçalarını bilemez. Ancak zihin öyle bir yapıdır ki her bir parçası hissedilir. Öyle bir yapıdır ki herhangi bir koordinatında çoğunlukla bulunabiliriz. Somutlamak gerekirse, bir anda insanın kendini evrenin bir başka yerinde ortaya çıkarabilmesi veya duvarların içinde, eşyaların içinde var olabilmesini düşünelim. Bu mümkün değil, şu an için. Ancak zihnimizde yaptığımız aslında bundan farksız. Sadece adına beyin dediğimiz daha küçük bir uzay parçasında dolaylanmış olarak gerçekleşiyor. Buradan şuraya da ulaşıyoruz: Her insan dış dünyanın beyinde var edilen bir simülasyonudur. Ve bu simülasyondan belki de çıkıp, herhangi gerçek bir şey olarak var olabilir. Yani kişiliğimizin aslında yeterince "gerçek" olmadığını düşünüyorum. Dış dünyanın bir soyutlamasıyız. Bu yüzden zaten dış dünyada kendimizi bulamıyoruz. Bir çok şeye açıklama getiriyoruz ama kendimizle bağdaşan bütüncül bir açıklama mevcut değil. Çünkü "biz" atomlardan meydana gelmiyoruz. Evrenin maddi bir yapı olan beyinde kendince yeniden meydana getirilmesiyiz. Belki bir gün beynimizdeki simülasyonun dışına çıkabilir ve herhangi bir şey gibi var edebiliriz kendimizi. Yani doğanın bir kesiti sadece bizim düşüncelerimizin tecelli ettiği bir şeyden oluşabilir... Kim bilir, belki de zaten bir başka varlığın düşünceleri tecelli ediyordur ve biz onun üstünde bakteri gibi yaşıyoruzdur. Onun haberi var veya yok, bilemem. 13 milyardan fazla süredir var olan bir evrende insan benzeri varlıklar varsa ve evrimsel ve bilim-teknik gelişmişlik olarak insandan milyarlarca yıl ötedelerse evren bu varlıkların "katı halde" düşünceleriyle dolu olabilir.
Özet: İnsan kendi özünü inşa eder.