Bu durumun hacim ve yoğunluktan ziyade maddelerin yapısı ve elektronlar arasındaki etkileşimlerle ilgisi var. Yoğunluk genellikle bu tür etkileşimlerle ilişkilendirilmez.
Havanın içinden geçebilip tahtanın içinden geçemememizin sebebi; havanın gaz fazında, tahtanın katı fazda olması diyebiliriz. Bu katılarda atom ve moleküllerin düzenli yapısının neden olduğu engellerle ilgili.
Daha rahat anlaşılması için şöyle bir örnek verebilirim:
Suyun yoğunluğu, 1 atm basınç ve 4 °C sıcaklıkta yaklaşık olarak 1 gram/cm³ olarak kabul edilir, katı halinin yani buzun ise; yine 1 atm basınçta, 0 °C sıcaklıkta 0.92 gram/cm³ olarak kabul edilir. Yani su, aynı şartlarda buzdan daha yoğundur ve mesela bu yüzden buz, suda yüzer ama konumuz bu değil. Daha yoğun olmasına rağmen suyun içinden geçebilirken yoğunluğu daha az olan buzun içinden geçemeyiz.
Hacmin madde miktarına bir kotası yok. Maddenin hacmi ve madde miktarı, yoğunluğu vs. maddenin fiziksel özelliklerine bağlı olarak değişebilir. Evrensel bir hacim-madde miktarı kotası düşüncesi fiziksel gerçeklikle örtüşmez. Farklı koşullarda, farklı maddelerin farklı yoğunluklarda bulunabilmesi ve hacim-madde ilişkisinin çeşitlilik göstermesi mümkün.
Umarım faydalı olmuştur, sorunla ilgili spesifik bir kaynak önermek zor olabilir. Ama maddelerin yoğunluk; kütle ve hacim ilişkisini, ayrıca maddelerin farklı fazlarda farklı fiziksel özellikler göstermelerinin sebeplerini anlayabilmen için kaynakçaya genel bilgiler içeren bir kitap ekledim.
Kaynaklar
- N. Manini. (2020). Introduction To The Physics Of Matter. ISBN: 9783030572426. Yayınevi: Springer.