Çevredeki uyaranlar azaldığı için muhtemelen geceleri daha çok düşüncelere dalıyoruz. Yani gündüz ışık var, dolayısıyla görme duyusu oldukça aktif haliyle çevrede hareket daha fazla, ama gece olunca canlıların çoğu uyku halinde ve sessizlik hareketsizlik hakim.
Peki neden iyi şeyler değil de kötü şeyleri düşünmeye meyilliyiz. Iyi hatıraları çağırmazsak kendiliğinden gelmiyor fakat kötü hatıralar teyakkuzda. Bunun için evrimsel biyologlar ve evrimsel psikologlar çeşitli açıklamalar yapıyor. Insan beyninin bazı canlılar için av olduğnun bilincinde olarak, geceleri görünmeyen tehlikeleri olmasalar dahi varmış gibi hayal etmeye meyilli olduğunu, bu şekilde evrimleştiğimizi savunuyorlar. hatta hayalet olgusunun burdan çıktığı da düşünülüyor. Rüzgarı, ay ışığını, hiç bir tehlikeye dönüşmedikleri halde hayalet olarak isimlendirebilen ve bir şekle sokan beynimiz var. "Hyperactive Agency Detection" Teorisi olarak tartışılıyor. Beynimizin bu şekilde evrimleşmiş olması gece bekçilerle korunan sokaklarımızda, güvenli evlerimizde, rahat yataklarımızda yattığımızda dahi kötü şeyleri düşünmenize sebep oluyor olabilir.