Bütün bunları görsel veri işlemesini sağlayan genler yapar. Neden kendi bebeğinize içiniz kaynar. Çünkü size ait genleri taşır. Ama genlerin yaptıkları sadece bu kadar değildir çünkü bunu nasıl yaptıkları önemlidir. Genler bu etkileşimi canlıyı inşa ederken görsel unsurları kullanarak yaparlar. Kendi bebeğinizi size şirin, sevimli, güzel gösterecek bağları da kurarlar sizinle onun arasında. İşte Size güzel gelen herşey de sizdeki bu genlere bağlı özelliklerden bazı unsur veya unsurlar vardır. Bu yüzden zaten profilimde sevgi hep insanın 'kendinden kendine'dir kendine yönelmiş bir şeydir dedim.
Sizin gözünüze güzel gelen, sizi cezb eden şeylerde hep aynı mekanizma vardır. Sizde olmayan veya sizdekine benzemeyen hiç bir şeyi sevemezsiniz.
Kültürel şeyler biyolojik olarak canlı beynine yazılıp kodlanmadıkça hiç bir etkisi olmaz. Beyniniz bu programı alacak biçimde bir gelişim gösterir. Erken evrelerde içinde bulunduğunuz şartlarla beyniniz bir programdan geçer. Beyniniz bir veri banyosu yapmış olur. Bunlardan bazı unsurlar güçlü bir etki ile kalıcı olur bazıları silinir gider. İşte bu süreçteki bazı unsurlar da çevre yolu ile 'size' veya 'sizdekilere' dahil olmuş olur.
Bunu şu şekilde örnekleyelim. Siz güzel anlamının şablonunu taşıyan bir beyinle gelirsiniz. Ama sizdeki güzel'in hangi unsurlarla eşleşeceğı çevreye bağlıdır. Bu bağlar beyniniz ile o unsurlar arasında kurulunca artık ikisi sizin zihninzde eş değer olur. Artık sizdeki güzel ve bu anlama gelecek karşılığı o unsurlara dönüşmüştür. sizdeki 'güzel'in tanımı anlamını artık o unsurlarla bulur olmuştur. Zihnin derin mekanizması bu şekilde işler.
Erken evrede gördüğünüz etkiliyici bir rüya bile sizin zihninizde bu eşleşmeyi kurabilir. Zihnimizin çok hassas ayarları var tıpkı evren gibi.
Yani her ihtimalde genlerle, genetik mirasla veya çevre ile bile olsa sonuç beyin için aynı mekanizma ve sistemle gerçekleşir.