Bu soruya herkes kendi alanından bakıp cevap verebilir, örneğin: Evrimi anlamış olanlar ve anlamayanlar, matematik bilenler ve bilmeyenler gibi. Fakat buna daha genelden bakmak gerekirse şöyle diyebilirim:
Ruhsuzlar ve düşünenler...
İlk bakışta yukarıda verdiğim örnekler gibi zıt olmadığını fark etmişsinizdir. Çünkü düşünmek yaşamın/varlığın işaretçisidir.
İnsanların çoğu, ruhsuzların hepsi; doğar, tüketir ve ölür. Bu döngünün arasına kayda değer bir şey sıkıştırma lütfunda dahi bulunmazlar. Tabii bu tamamıyla onların suçu değildir. Potansiyelleri söndürülür. Yararsız olmuşlardır. Artık tek işleri son nefeslerini verene kadar oturacakları koltuğa mıhlanıp bedenleri koltuktan taşana kadar tüketmektir. "Niçin?" demezler. Öyle öğretilmiştir. Monoton bir ̶y̶a̶ş̶a̶m̶ ??? sürerler. Yaşam amaçları çoktan yitip gitmiştir. Artık bundan sonrası için bir şey ifade etmezler.