Evrenimiz gezegenden çok yıldızla doludur. Yani bu boşluğun büyük çoğunluğu sürekli oluşup, sonrasında yok olan yıldızlarla çevrilidir. Güneş'in büyüklüğünü daha iyi kavramak için süpernovayı az da olsa bilmek gerekli. Yıldızlar hidrojen parçacıkları, berilyum ve deteryumun belli tepkimeler sonrasında oluşturduğu helyum ve hidrojenin bir noktada birbirlerinin üstüne çökme isteği ile oluşuyor. Bir süre sonra parçacıklar bir noktada birikip bir çekirdek ve ilerleyen zamanlarda bizim güneşimiz gibi yıldızları oluşturuyorlar. Sonrasında bu yıldızlar binevi benzin görevini gören helyuma ihtiyaç duyuyorlar. Kütleçekimlerini dengelemek için helyumlar yıldız yüzeyinde nükleer füzyon tepkimelerine devam etmeli. Bu ihtiyacıda evrende dolaşan diğer parçacıklardan, veya başta yıldız olmak üzere gök cisimlerinden karşılıyorlar. Yani onların yakıtlarını çalıyorlar diyebiliriz. Eğer bir yıldız yeteri kadar helyum bulamazsa kütleçekimine dayanamayıp çok hızlı ve çok kısa bir sürede kendi üzerine çöküp evrene parçacıklarını saçıyor. O görkemli renkli bulutsular bu patlama olayı sonrasında oluşuyor. Bu olayın da ismi süpernova.
Bi[1][1]r yıldız ne kadar büyükse o kadar fazla helyuma ihtiyacı oluyor. Ve çoğu yıldız bunu karşılayamıyor. Yani kısaca küçük yıldız ömürleri daha uzun oluyor diyebiliriz. Hatta bir, iki ufak istisna dışında bir yıldız güneşin maksimum 120 katı olabilir. Bu da demek oluyor ki güneş evrendeki en büyük yıldız olmaya ufak da olsa yaklaşamıyor. Evrende bulunan yıldızlara göre bir ortalama aldığımızda ise ortalamanın biraz altında kalıyor. Ama yuvarlayarak ortalama bir yıldız diyebilirz. Bunun bize avantajı güneşimizin daha uzun yıllar bizimle olacak olması. Çünkü kendi cüssesine yetecek kadar helyumu rahatlıkla bulabiliyor.
Kaynaklar
- G. Schilling. (2018). Derin Uzay Ciltli. ISBN: 9786053121060.