Grip virüsü, RNA bazlı bir virüs olduğu için DNA'ya kıyasla daha yüksek mutasyon oranına sahiptir. Bu nedenle grip virüsünün genetiğinde sürekli olarak değişiklikler meydana gelir. Grip virüsünde sıkça görülen mutasyonlar iki ana şekilde gerçekleşir:
Antijenik Drift (Antigenic Drift): Grip virüsünün yüzeyinde bulunan proteinlerden olan hemaglutinin (H) ve nöraminidaz (N), antijen adı verilen bölgelere sahiptir. Bu antijenler, bağışıklık sisteminin tanıyabilmesi için önemlidir. Antijenik drift, bu H ve N proteinleri üzerinde küçük değişikliklere yol açar ve bağışıklık sistemini aldatarak daha az tanınabilir hale gelmelerine neden olur.
Antijenik Shift (Antigenic Shift): Grip virüsündeki büyük genetik değişimlere antijenik shift denir. Birden fazla grip virüsünün aynı hedef hücreyi enfekte ettiği durumlarda farklı griplere ait RNA segmentleri karışabilir veya yeniden düzenlenebilir. Böylece yeni bir suş ortaya çıkabilir ki bu suşun insanların bağışıklığı tarafından tanınma olasılığı çok düşük olacaktır.
Bu sürekli genetik değişimler, grip virüsünün aşılarla karşı karşıya geldiğinde dirençli hale gelmesine neden olabilir. Grip aşısı, genellikle belirli bir mevsimde dolaşan yaygın suşlara dayanır. Ancak yeni mutasyonlar ve antijenik değişimler ortaya çıktığında, mevcut aşıların etkinliği azalabilir veya tamamen etkisiz hale gelebilir.
Bu durumda, grip aşısının her yıl güncellenmesi gerekmektedir. Bilim insanları düzenli olarak grip virüsündeki genetik değişiklikleri izleyerek en yaygın ve enfektif suşları tespit eder ve buna göre yeni bir gribe karşı koruyucu bir aşı geliştirilir.
Grip virüsünün sürekli mutasyon geçirmesi ve genetiğini değiştirmesi, onun bağışıklık sisteminden kaçabilme yeteneğini artırmasına yol açar. Bu nedenle grip salgınları dünya çapında her yıl tekrarlanabilir.