Bu durumun temel sebebi beynimizin ve zihninin deneyimlerimize ve algılarımıza dayalı olarak çalışmasıdır. Beyin, çevremizdeki dünyayı anlamak ve yorumlamak için görsel, işitsel, dokunsal ve diğer duyusal bilgileri kullanır. Bu bilgiler, beynimizin farklı bölgelerinde işlenir ve depolanır. Hayal gücümüz, geçmiş deneyimlerimiz ve gözlemlerimizden elde ettiğimiz bilgilere dayanarak yeni düşünceler ve fikirler üretir. Önceden gördüğümüz veya deneyimlediğimiz şeylerin kombinasyonları ve varyasyonlarıyla yeni kavramlar ve görüntüler oluşturabiliriz. Ancak, tamamen yeni ve önceden görmediğimiz bir şeyi hayal etmek zordur çünkü beynimizde o türden bir şeyi temel alacak hiçbir bilgi veya deneyim yoktur.[1][2]
Kaynaklar
- Pearson, J., Naselaris. (1910). Mental Imagery: Functional Mechanisms And Clinical Applications.. sf: 590-602.
- Hassabis, D.. (2007). Deconstructing Episodic Memory With Construction.. sf: 299-306.