Uyku, farklı evrelerden oluşan bir süreçtir. Bu evrelerden biri olan REM uykusu, bahsedilen duygusal tepkilerin temel kaynağıdır. Bu evrede beyin, rüya olarak tanımlanan nöral aktiviteyi derin bir şekilde işler, bu da bazı uyarıcıların beynin prefrontal korteksine kadar ulaşmasına olanak tanır. Rüya sırasında, özellikle limbik sistem (duygusal işleme merkezi) etkinleşir. Beyin, REM uykusunda gerçeklik ile hayal arasındaki farkı tam olarak ayırt edemediğinden, yaşanan duygular gerçeklikten bağımsız olarak bilişsel ve duygusal etkiler yaratabilir. Evrimsel açıdan, bu durum, nöronal bağlantıların bilinçaltındaki senaryolar doğrultusunda daha sağlam hale gelmesini sağlayarak, hayatta kalmaya yönelik stratejiler geliştirmeye katkı sağlamış olabilir. Sonuç olarak, uyandığında birey, rüyada yaşadığı duyguları hâlâ hissedebilir ve düşünceleri üzerinde izler bırakabilir. Çünkü beyin, bu anda deneyimlerin gerçek olup olmadığını ayırt edemediğinden, rüyanın bıraktığı duygusal izler uyanıklık sürecine yansıyabilir.
Konuyla ilgili akademik makaleye buradan göz atabilirsin.[1]
Kaynaklar
- J. Zhang, et al. (2024). Evidence Of An Active Role Of Dreaming In Emotional Memory Processing Shows That We Dream To Forget. Scientific Reports, sf: 1-13. doi: 10.1038/s41598-024-58170-z. | Arşiv Bağlantısı