Ginkgo biloba, dünyanın en özgün ağaçlarından biridir ve yakın akrabası yoktur. Pleistosen (Buz Devri) buzullaşmaları tarafından neredeyse yok olmuş, yalnızca Doğu ve Orta Çin'in sınırlı bölgelerinde kalıntı olarak varlığını sürdürmüş kadim ve bir zamanlar çeşitli bir soyun son temsilcisidir. Bitkisel tıpta popülerdir. Sanat ve edebiyatta ilham kaynağı olmuştur.
Sikadlar, iğne yapraklılar, Gnetaleler, kapalı tohumlular; yaşayan tohumlu bitkilerin dört ana grubunu oluşturur. Ginkgo beşinci gruptur. Ancak yaklaşık yarım milyon kapalı tohumlu bitki türü ve birkaç yüz tür de kalan gruplardan bulunurken Ginkgo biloba bu soyun yaşayan tek türüdür. Bu nedenle bitki evriminde önemli bir konuma sahiptir ve çok çeşitli soyu tükenmiş bitkileri anlamak için önemli bir referans noktasıdır. Bir zamanlar çok daha çeşitli olan bir grubun son hayatta kalanı olan Ginkgo, yaklaşık 100-200 milyon yıl önce gelişen çeşitli soyu tükenmiş bitkilerin biyolojisi ve genetiğine dair bir pencere sunar.
Yaklaşık 300 milyon yıl önce Permiyen Dönemi'nin başlamasıyla birlikte Dünya giderek daha kurak hale geldi. Tohumlu bitkiler bu değişimlere uyum sağladı ve spor taşıyan bitkiler baskınlıklarını kaybetmeye başladı. Permiyen sona yaklaşırken yaşam Dünya'da şimdiye kadar görülmüş en yıkıcı yok oluş olayını yaşadı. Birkaç milyon yıl boyunca, Dünya'daki karbondioksit seviyeleri muhtemelen bu dönemdeki büyük volkanik faaliyetlerin etkisiyle yükseldi. Sonuç, okyanuslar da dahil olmak üzere çoğu küresel ekosistemin çökmesine yol açan aşırı küresel ısınmaydı. Bitkilerin yok oluş olaylarına karşı dirençli olmalarına rağmen bu dönemin florası ciddi şekilde etkilenmişti. Permiyen'de ortaya çıkan Ginkgolar bu dönemden sağ kurtuldu ve Mezozoik dünyada çeşitlenip gelişti.[2]
Senozoik'in sonlarındaki iklimsel soğuma ve kuraklık, Ginkgo'nun dağılımı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Kuzey Amerika'da Ginkgo en son Pasifik Kuzeybatısı'nda yaklaşık on beş milyon yıl önce ve Avrupa'da yaklaşık beş milyon yıl önce kaydedilmiştir. Ayrıca bu dönemde Japonya'da da soyu tükenmiş gibi görünmektedir. Benzer bölgesel yok oluşlar birçok başka ağaçta da görülmektedir ancak Ginkgo söz konusu olduğunda bölgesel kayıp neredeyse tamamen yok oluşla sonuçlanmıştır. Son Buzul Çağı'nın sonunda, Ginkgo'nun Doğu ve Güney-Orta Çin'in dağınık bölgelerinde neredeyse hiç varlığını sürdüremediği görülmektedir. Modern insanlar Asya'nın o bölgesine vardıklarında , belki de elli bin yıl önce, Ginkgo çoktan bir kalıntı haline gelmişti. Bu düşüşün nedeni araştırılmaktadır.
Ginkgo biloba'dan farklılıklarına rağmen G.yimaensis, Yimaia ve Karkenia gibi fosil bitkiler, açıkça ginkgo benzeri yelpaze biçimli yapraklara sahipti. Bununla birlikte, artan paleobotanik kanıtlar; Ginkgo soyunun yaşayan türlerden çok farklı, basit, şerit şeklinde yapraklara ve üreme yapılarına sahip bitkileri de içerdiğini göstermektedir. Ginkgo soyunun Umaltolepis ve Umkomasia gibi bitkileri de içerdiği görülmektedir. Bu da Ginkgo ile diğer soyu tükenmiş antik bitki grupları arasında bağlantılar olduğunu düşündürmektedir. Ginkgo soyu, 200 milyon yılı aşkın dramatik çevresel değişimlere karşı oldukça dirençli olduğunu kanıtlamıştır. Neticede Ginkgo soyunun morfolojik sınırlarını ve Ginkgo'nun diğer yaşayan ve fosil tohumlu bitkilerle ilişkisini araştırmak, şu anda aktif bir çalışma alanıdır.[1]
Kaynaklar
- Peter R. Crane. (2018). Ginkgo'nun Evrimsel Ve Kültürel Biyografisi. Plants People Planet. | Arşiv Bağlantısı
- Jamie Boyer. Bitki Evriminde Önemli Anlar: Ginkgo'nun Yok Oluşu. (16 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 4 Kasım 2025. Alındığı Yer: Brooklyn Botanic Garden | Arşiv Bağlantısı