Dünya; Güneş yörüngesinde ve kendi ekseninde saat yönünün tersine döner (Kuzey yarımküreden bakılırsa). Kavramsal olarak çok doğru olmasa da sorunuzdaki gibi sola doğru dönüyor diyebiliriz. Siz hangi döngüyü kast ediyorsunuz (eksen, yörünge)bilmiyorum, her ikisini de anlamaya çalışalım.
Dünya gibi diğer gezegenlerin yörüngesi de saat yönünün tersinedir, hatta eksen döngüleri de aynı şekilde. Eksen yörüngesi anormal olan gezegenler; Venüs ve Uranüs tam tersi yönde dönerler gibi gözükse de bu durum eksen açılarındaki tuhaflıktan kaynaklanır (Kuzeyden bakış açısına göre demiştik, gezegen tepetaklak olunca ters görünüyor). Venüs eksen eğikliği 1770 , Uranüs eksen eğikliği 980 dir. Kısacası tüm gezegenlerin eksen ve yörünge dönüş yönünü belirleyen temel güç Güneş gibi görünüyor çünkü, yıldızımızın da eksen dönüşü saat yönünün tersinedir. "Bu iş böyle zincirleme gidiyor ise Güneş'e yön veren Samanyolu Galaksisi niye saat yönünde dönüyor?" diyebilirsiniz. Evet internette pek çok görsele baktığınızda durum böyledir ve saat yönünde dönmektedir. O zaman şimdi şu soruyu soralım; görseli ters çevirip bakarsak ne olur? Elbette bu kez saat yönünün tersinedir, yani galaksimizin dönüş yönü nereden baktığınız ile alakalıdır.
Tekrar başa dönersek; Güneş'in ilk oluşum aşamasında meydana gelen disk, galaksinin veya henüz bilmediğimiz başkaca bir kütlenin neden olduğu eğri uzayın etkisi ile saat yönünün tersine dönmeye başladığı gibi, yörünge mekaniğine uygun olarak (kaynak kısmında detaylar incelenebilir) Güneş çevresinde oluşmaya başlayan ön gezegenlerin diskleri de hem eksen, hem de yörüngesel olarak bu yönde dönmeye başlar. Bu dönüşler herhangi bir sürtünme kuvvetine maruz kalmadığından sonsuza dek sürebilir ancak, sürtünme kuvvetinin haricinde başkaca etkenler olabilir, birazdan değineceğiz.
Eksen ve yörünge hızlarına gelecek olursak. Dünya ilk oluşum döneminde şimdiki gibi eksen dönüşünü 24 saatte tamamlamıyordu. Bazı hesaplamalara göre bu hız ilk zamanlar 12-14 saat kadar olabilir. İlk zamanlardan bu güne eksen hızımızı yavaşlatan başta uydumuz Ay olmak üzere Güneş'in neden olduğu eğri uzayın etkisi olmuştur ve günümüzde bu yavaşlama milisaniyeler ölçeğinde hala devam etmektedir. Yaklaşık 200 milyon yıl sonra 24 değil, 25 saatte bir günü tamamlayacağız.
Bizim evrendeki hareketlerimize asıl etki eden Güneş'in neden olduğu eğri uzay ise Ay gibi mini minnacık bir nesne (en azından Güneş'e göre) bizim eksen hızımızda nasıl bu kadar etkili olabiliyor? Aslında bu hızı etkileyen Ay'ın neden olduğu gel-git hareketleridir. Soruyu daha değişik soracak olursak; Dünya'da gel-git hareketlerine Güneş değil de neden Ay (Güneş'in de etkisi var ama Ay ile kıyaslandığında çok az) sebep oluyor? Neticede Ay'ın neden olduğu eğri uzay etkisi, Güneş ile kıyaslanamayacak kadar çok az. Bunun cevabını basit bir oranlama ile verebiliriz: Dünya'nın yarıçapı yaklaşık 6400km. Ay'a uzaklığımız yaklaşık 387.000km. 6400/384.000= 0,016. yani Ay Dünya'ya yakın olduğu uç nokta ile uzak olduğu nokta arasında %1,6 çekim kuvveti farkı var. Aynı hesabı Güneş'e göre yaparsak 6400/150.000.000=0,000042, her iki nokta arasında yaklaşık %0,0042 fark var. Sonuç olarak; Güneş asıl etken olsa da bu etkiyi Dünya'nın neredeyse tamamına yapmaktadır. Aynı durum Ay içinde geçerlidir, sonuçta Ay'ın eksen dönüşü Güneş'e değil, bizim gezegenimize kilitlenmiştir ve bu nedenle sürekli tek bir yönünü görürüz. Eğer Dünya'nın bakış açısından yorum yaparsak; Ay eksen dönüşü yapmamaktadır.
Gel-git hareketleri eksen dönüşümüzü neden yavaşlatıyor: İçi su dolu bir top düşünün ve bu su topun içinde bir sağa bir sola salınım yapsın, bu topu çevirmeye başladığınızda hareket halindeki suyun neden olduğu vektör kuvvetleri bu dönüş hızını yavaşlatacaktır.
Yörünge hızına gelince: Dünya yörüngesi tam bir çember değildir, genelde elips benzeri bir görüntüsü vardır ve Güneş'e en yakın ve en uzak mesafeleri ortalama 5.000.000 km kadar farklılık gösterebilir. Bu şu anlama da geliyor; en yakın halinde iken daha hızlı, en uzak halinde iken daha yavaş bir hızla dönmektedir, yani gezegenin yörünge hızını Güneş'e olan uzaklık ve kütlenin büyüklüğü belirler. Diğer gezegenleri gözlemlediğinizde, kütlelerini de hesaba katmak şartı ile belli bir tutarlılıkta ve Genel Göreliliğe (eski bilimsel yöntem olan Newton Yasaları) uygun döndüğünü görmekteyiz. Sistemin uzağındakiler daha yavaş, yakındakiler çok daha hızlı dönmektedir. Bu duruma neden olan şey, daha önce bahsettiğimiz açısal momentumdur ve formülü dir. Açısal momentum: herhangi bir cismin dönüş hareketine devam etme isteğinin bir göstergesidir ve bu nicelik cismin kütlesine, şekline ve hızına bağlıdır. Açısal momentum bir vektör birimidir ve cismin belirli eksenler üzerinde sahip olduğu dönüş eylemsizliği ile dönüş hızını ifade eder (Kaynak; Wikipedi). Formülden de anlaşılacağı üzere cismin momentum niceliği, yani L sabit bir değerdir. Eğer yörünge yarıçapı azalırsa, hız artar, hız artarsa yörünge yarıçapı küçülür, tersi durumda büyür.
Sonuç olarak özetlersek; cisimlerin dönüş yönü birazda nereden baktığınız ile alakalıdır ve bu yönü belirleyen dış etkenlerdir. Hızları ise; en temelde sürtünmesiz bir ortamda olmaları nedeniyle milyarlarca yıl sürebileceği gibi, herhangi bir dış etken olmaz ise evren var olduğu sürece devam edebilir.[1]
Kaynaklar
- Yrd. Doç. Dr. Hulusi GÜLSEÇEN. Yörünge Mekaniği. Alındığı Tarih: 20 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı