Kısa vadeli hazları ben "Ucuz Dopamin" olarak adlandırıyorum, açıkçası. Kısa vadeli hazlardan önce orta ve uzun vadeli hazlara değinmek istiyorum. Orta ve uzun vadeli hazlar genellikle elde etmesi zor, ancak elde edildiğinde kısa süreli hazlardan insanı uzak tutacak kadar faydalıdır. Neden zordur genellikle?
Örneğin, hayat kalitenizi arttıracak bir aktivite yapmaya karar verdiniz. Buna spor yapmak gibi basit bir örnek verilebilir. Spor yapmak size fit bir vücut, güçlü bir bağışıklık sistemi, daha dayanıklı bir kondisyon ve sağlığınızı olumlu yönde etkileyecek birçok fayda sağlayacaktır. Bildiğimiz gibi canlı biyolojisi dış faktörlere anında tepki vermez, bu yüzden yapılan sporun istikrarlı bir şekilde aylarca hatta belki yıllarca devam etmesi gerekebilir. Bu istikrarın sonucu orta ve uzun vadede sağlığın ve dayanıklılığın getirdiği hazzı almamak mümkün değil. Bu tarz uzun vadeli hazlar, disiplin ve bazı fedakarlıklar gerektirdiğinden birçok insan maalesef ya tercih etmiyor ya da yarı yolda bırakıyor. Sebebi nedir? Kısa vadeli hazlar. Kendi adlandırdığım gibi "Ucuz Dopaminler".
İnsan psikolojisi çoğu konuda çoğu zaman kolay yolu daha avantajlı görür. Çünkü kolay yol seçilirse yorulmak, fedakarlık yapmak veya daha da iyisi beklemek yok! Pornografik içeriklere bağımlılık, mastürbasyon bağımlılığı, alkolün aşırı kullanımı, uyuşturucu maddeler, sosyal medyaya bağımlılık, bilgisayar oyunlarının aşırıya kaçması gibi çeşitli ve benzeri birçok unsur dopamin seviyemizi anlık olarak yükseltir, ancak maalesef bu unsurları gerçekleştirdiğimizde dopamin seviyemiz geri yerine çekilir. Hatta öncekinden daha da düşük bir seviyeye bile gerileyebilir. Bunun sonucunda ise kısa vadeli hazzın bitiminden sonra yerini nörolojik ve ruhsal sıkıntılar alabilir. Tabii fark ettiğiniz gibi, bu unsurları yazarken bağımlılık ve aşırıya kaçma derecesinde yazdım. İlişkilerimize, sağlığımıza ve hukuka aykırı gelmediği sürece, bu unsurları dozunda olarak tabii ki herkesin ihtiyacı var.
Bunların altında yatan psikolojik sebep aslında klasik koşullanmadır. Meşhur "Pavlov'un Köpeği" deneyini hemen hemen hepimiz duymuşuzdur. Hayatımızın içinde her yerde olan şartlandırılmamış uyarıcılar, biz farkında bile olmadan şartlandırılmış uyarıcılara dönüşür. Kullandığımız sosyal medyalardaki bildirim kısmında yeni bir bildirim olduğunu bize söyleyen o ikonu gördüğümüzde, bu bizim için şartlandırılmış bir uyarıcı haline gelebilir. O ikonun çekiciliği bizi bizden alır ve hemen ona basmak isteriz. Bastığımızda birinden yeni bir beğeni aldığımızı görür, beğenilme arzumuz tatmin olmuş olur ve şartlandırılmış uyarıcı görevini yaparak ödülümüzü verir, yani dopamin seviyemizi geçici olarak doldurur. Eğer bunu kontrol altında tutamazsak dürtüsel/bağımlılık yapıcı davranışlara dönüşebilir.