Dostum, ilk olarak senin konuştuğun yada konuştuğun insanlardan farklı bir yapıya sahip olduğun açıkça belli. Zaten insanın en iyi dostu kendisidir derler ancak biliyorsun ki her alanda her ortamda daima yalnız kalamazsın. Okulda, arkadaşlar-öğretmenler ,evde anne-baba kardeş, akraba ziyaretleri ya da ilerde bir üniversite öğrencisi olduğunda da bu duygun bu hissiyatların sana baskın gelecek. İlk olarak seni anlayan bir arkadaşın olarak sana şunu öneririm kendini sosyal etkinliklere katılmaya zorla ve o hisle her zaman savaş. Bu durumu nasıl görüyorsun bilmiyorum ama hiçbir zaman bir psikolojik hastalık olarak görme bu his bir depresyon hali değil çok derinlerden gelen bir iç ses gibidir. Sana direkt olarak savaşmanı söylesem de aslında biraz doğada zaman geçir bunu gündüzleri insanların daha çok sokaklarda, meydanlarda olduğu zamanlarda yap yani mümkünse günde en az 15-30 dakika dışarda çık dolaş insanları gözlemle. Ayrıca negatif düşünceleri de beyninden çıkar biriyle konuşuyorken de haz alamadığını düşünmen negatif ön yargıların olabilir. Kendini o insanların yerine koyarak sadece kendi zevk aldığın noktaların ondada olmasını dileme onun da uğraş ve ya zevk alanlarına dair araştırma yap ki böylelikle o kişi ile aranda sizi sembolize eden fikir ve ortak konular çıksın. İnsan bazen evet kendisinden başkasını istemez ama bir noktada bazen insan başkasına ihtiyaç duyabiliyor. Konfor alanının dışına çık daima insanları tanıma yolunda veya ilk iletişim aşamasında sadece sende olan özelliklerin veyahut fikirlerin onda olmasını bekleme. Daima yeni fikirleri, bilgileri öğreniyormuşsun gibi yeni insanlara, yeni bir arkadaş grubuna şans ve zaman ver.
[1]
Kaynaklar
- Zeynep Merve Çiçek Mızrak. Aidiyet Ve Aidiyetsizlik Kavramlarının Mekâna Özgü Sanatta Incelenmesi. Alındığı Tarih: 4 Nisan 2023. Alındığı Yer: Dergipark | Arşiv Bağlantısı