Einstein in açıkladığı uzayzaman dokusunu kafamızda biraz netleştirelim.
Uzay ve zamanı tek bir doku olarak ele alan, evreni tamamen dolduran bir yapı olarak düşünelim. Basitleştirmek için genelde etrafından gerilmiş esneyen bir branda olarak gösterilir videolarda. İşte o brandanın 3 boyutlu hali düşündüğümüz uzay zaman dokusu.
Bu doku, ŞEYlerin varlıklarını sergiledikleri ALAN. Her ŞEY, bu alana tabidir. Alanda oluşacak değişikliklere uyarak hareket eder herşey. Bunu anlamak için en dikkat çekici örnek, ışığın doğrusal yol izlerken, güneş - gezegen kütlesinin büktüğü uzay zaman dokusundan geçerken SAPMASI. Işık açısından düz yol almaya devam etmektedir uzay zaman dokusu bükülmüş olsa bile. Sapmayı, gözlemci tespit edebilir. Çünkü gözlemci bükülmüş uzay zaman dokusuna tabi değildir. Onu dışarıdan gözlemleyebilir. Zaten ışığın kendini doğrusal ilerliyor olmasına rağmen gözlemcinin onun saptığını tespit edebilmesi göreliliğin ta kendisi.
İşte büyük kütleler uzay zamanı büktüklerinde, daha küçük kütleler artık bu bükülmüş dokuya tabi oldukları için ışık gibi ona uyarak hareketlerini sürdürürler. Herhangi bir kütleçekim etkisine maruz kalmayan nesneler harekesiz ise sabit, hareketli ise aynı hız ve doğrultuda hareketlerine devam ederler. Bir kütlenin büktüğü alanda da ise bu hareket bükülme şartlarına geçerek devam eder.
Yani aslında videolarda izlediğimiz branda nın ortasına konan metal topun brandayı esnetmesi, 3 boyutlu anlamda gerçek. Küçük kütlelerin bu etkiye dahil olmasının çekim gücüyle ilgisinin olmamasının nedeni de, nasıl bükülmemiş uzay zaman dokusunda doğrusal hareket ediyorlarsa, bükülmüş dokuda mecburen bükülme etkisine uyarak hareket etmelerinin gerekliliği. Bunun için çekim etkisine gerek yok. Öyle olsaydı ışık diğer gezegenlere oranla sahip olduğu görece kütle ile çekim etkisinden kurtulamazdı büyük ihtimalle.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (15 Ağustos 2020). Alındığı Tarih: 15 Ağustos 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı