Aslında burada şu soruya inmemiz gerekiyor. Zeka doğuştan mı gelir? Yoksa zamanla ve deneyimlerle mi gelişir. John Locke ortaya attığı teoride insan zihinin başlangıçta boş bir levha olduğu düşüncesini ortaya atmıştı. Bilginin deneyimlerle oluştuğuna inanıyordu.
Günümüzde insan zihinin öğrenmeye ve gelişmeye açık olduğunu biliyoruz. Zihni geliştiren etkenlerden biri de merak belki de. Bu sorunuzun cevabını Sofienin Dünyası kitabından yapacağım bir alıntıyla vereceğim.
"İyi bir filozof olmak için ihtiyacımız olan tek şey hayret etme yeteniğimizdir.
iki bin yıl önce yaşamış eski Yunan filozoflarından biri felsefenin
insanların hayretiyle ortaya çıktığına inanmıştı. insana yaşamak
öylesine tuhaf gel ir ki felsefi sorular da kendiliğinden oluşur, diye düşünüyordu.
Bir sihirbazın oyunlarını seyretmek de aynı şeydir. Gördüğü
. müzün nasıl mümkün olduğunu kavrayamayız. Sihirbaz iki beyaz
ipek mendili yaşayan bir tavşana nasıl dönüştürebilir, diye sorarız.
Sihirbazın boş bir silindir şapkadan tavşan çıkarması nasıl
aniaşılamaz bir şeyse, birçok insan için de dünya böyledir.
Sihirbazın tavşan oyununda yaptığının bir aldatmaca olduğu açıktır. Ama bunu nasıl yaptığını meydana çıkarmak isteriz.
Ancak dünya üzerine konuştuğumuzda durum biraz farklıdır.
Dünyanın bir aldatmaca olmadığını biliriz. Çünkü dünyada yaşamaktayız ve onun bir parçasıyız. Aslında şapkadan çıkan beyaz
tavşan biziz. Bu beyaz tavşanla aramızdaki fark tavşanın sihirbazlık oyununun bir parçası olduğunu bilmemesidir. Bizim durumumuz farklı. Biz sır dolu bir şeylere katıldığımıza inanırız ve her
şeyin nasıl bir araya geldiğini açıklamak isteriz.
Not: Beyaz tavşam belki de bütün evrenle karşılaştırmak
daha iyi olur. Biz tavşanın tüylerinin en diplerinde oturan kımıl kımıl böcekler gibiyiz Ama filozoflar büyük sihirbazın gözlerinin
içiıle bakabilmek için ince tüylerin uçlarına tırmanmayı denerler. "[1]
Kaynaklar
-
Jostein Gaarder. (2009). Sofienin Dünyası. Yayınevi: Pan Yayıncılık. sf: 593.