Fillerin ataları günümüzden 55 milyon yıl öncesine kadar gitmektedir ve boyutları günümüz evcil domuzlarından daha büyük değildir. Bu canlılarda muhtemelen hortum bulunmuyordu; ancak üst dudakları, alt dudaklarına göre çok daha şişkindi. Günümüzdeki tapirler, bunu gösteren güzel ara tür örnekleridir. Evrimsel süreçte irileşmeyle birlikte, bu işlevsel şişkin dudak (ki buna sahip canlıların bulunduğu aileye Proboscidea diyoruz) yapısı giderek uzayarak bir hortum halini almıştır. Bu hortumun irileşen nesillerde avantajlı hale gelmesinin ise mekanik sebepleri bulunmaktadır. Çünkü fillerin atalarında bir dönem kafanın ve çenenin aşırı büyüdüğü görülmektedir. Muhtemelen bu, fillerin ağırlık merkezi konusunda sıkıntılar çekmesine neden olmuştur ve seçilim süreci, daha küçük kafalı ve çeneli bireyleri avantajlı kılmıştır. Ancak vücut büyüklüğü, yere erişmeyi imkansız kıldığından, tıpkı zürafaların boyunlarının uzaması gibi, fillerin de nesiller içerisinde bu çıkıntılı hortum yapısı uzamış ve ortama adapte olmuştur. Sonrasında bu yapının cinsel ve kültürel açıdan da anlam kazanmasıyla evrimsel süreçler hız kazanmış ve günümüz filleri evrimleşmiştir. Hatta uzun dişlerin uzun olmasının da aynı sebepten kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Quaternary International. (29 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Pnas. (29 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Genetics. (29 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Understanding Proboscidean Evolution: A Formidable Task. (29 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 29 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı