Fil Hafızası – Sadece 300 nörondan oluşan bir beyne sahip olan yuvarlak solucanları düşündüğümüzde, inanılmaz çeşitlikteki hayvanlar aleminde, her bir türün farklı nöron sayılarına sahip olduklarını görmemiz mümkün.
File baktığımızda da olağanüstü bir beyin yapısı ile karşılaşıyoruz.
Ortalama olarak, bir filin beyni bir insan beyninden üç kat daha büyüktür; 1,4 Kg ağırlığındaki insan beyninde 100 milyar civarında nöron varken, 5 Kg ağırlığındaki fil, yaklaşık 250 milyar nörona sahip bir beyin taşımaktadır.
Filler bu kadar fazla nöronlu bir beyne sahip oldukları halde, neden en zeki hayvanlar değildir? Neden insan türü dünyanın en zeki yaratığıdır? Neden, 3 katı nörona sahip bir fil, insan karşısında zayıf, aciz ve zavallı duruma düşmektedir?
Yukarıda belirttiğimiz gibi, insan türü en fazla nörona ve en büyük beyne sahip değildir. En büyük yüzey alanına sahip beyne de sahip değiliz. Oysa yunuslar inanılmaz derecede karmaşık beyin kıvrımlarıyla orada bizi geçiyorlar.
Beynin büyüklüğü ile vücut boyutuna baktığımızda ve fil ile kıyasladığımızda, beynimizin şu andaki büyüklüğü, olması gereken büyüklükten 7 kat daha fazla. Eh, fena değil ama bu açıdan da kıyaslarsak beyin büyüklüğü bakımından diğer hayvanlardan hala gerideyiz
İnsanı daha zeki yapan nedir?
Bizi zeki yapan beynin boyutları, büyüklüğü veya nöron sayısı değildir. O halde, neden kocaman bir beyni ve daha fazla nöronu olan bir filin, bir insandan daha akıllı olmadığını anlayabiliriz
İnsan beyni ve Fil beyni birden fazla yönden farklıdır.
Fil Hafızası – Her memeli beyni, serebral kortekste bulunan yaygın bir beyin hücresi türü olan piramidal nöron ordusunu içerir.
Piramidal hücreler (piramidal nöronlar) Nedir? Beyinde, serebral korteks, hipokampus ve amigdala bölgelerinde bulunan bir tür çok kutuplu sinir hücresidir. Piramidal nöronlar, memelilerin prefrontal korteksinde ve kartikospinal yolda birincil uyarma birimidir.
Piramidal nöronlar, birden fazla kaynaktan bilgi alır ve ardından devredeki bir sonraki nörona tek bir mesaj gönderir. Bu hücreler kalın bir kısa dendrit ormanına ve kökleri yerden çekilmiş bir ağaç gibi tek bir uzun dendrite sahiptir. Ama filler öyle değildir. Piramidal hücreleri daha çok birkaç uzun dalı olan uzun bacaklı örümceklere benzer.
nsanlarla karşılaştırıldığında, fil beyni daha fazla kortikal alana ve bilgi barındıracak daha az nörona sahiptir. Beyinleri insanlardan üç kat daha büyük olmasına rağmen, ancak korteksleri nöronların yalnızca üçte ikisini içermektedir. Bu, nöronal hücre gövdelerinin ve dendritlerinin fil korteksi oluşurken yayıldığı anlamına gelir.
Korteks, beynin bir çok “yüksek bilişsel işlevler” ve zeka ile ilişkilendirdiğimiz kısmıdır. Fil beyin hücreleri, hareketler için kullanılan beyincik gibi alanlarda yoğunlaşmıştır. Beyincik, beynin Pons kısmındadır ve savunma mekanizmalar ile güvenliği önceleyen beynin bir bölümdür.
Neandertallerin (Mağara adamı) bizden daha büyük beyinleri olduğunu tahmin ediyoruz; 1600 cm3‘lük bir beyin kapasitesine sahiptiler.
Araştırmacıların incelemesine göre, Neandertal beyin maddesi ile şimdiki insan beyin maddeleri incelendiğinde insanın mini beyinleri güzel, pürüzsüz kürelerdi, oysa Neandertal beyinleri daha çok patlamış mısıra benziyordu.
Sonuçlar hala net değil, ama bizi şu noktaya getiriyor:
Beyin yapıları karmaşıktır. Beyin, nöronların ve destek hücrelerin homojen bir kütlesi değildir. Beyin kendisine göre bir yapıya sahiptir; nöronlar, sütunlar ve katmanlar oluşturur, belirli bilgileri göndermek ve almak için belirli yollara sahiptir. Nöronların yapılandırılma ve bağlanma şekli, bilgiyi neyi ve nasıl işlediklerini etkiler.
Farklı hayvanların farklı ihtiyaçları, farklı duyuları ve farklı bedenleri vardır. Beyin tüm bunlarla başa çıkmak için oluşturulmuştur. Bir filin bir yiyeceği alabilmek için hortumunu kontrol etmesi gerekiyor; yoksa bizim gibi iyi notlar almak için matematik problemlerini çözmeye çalışmaz.
Başta da belirtildiği gibi, doğa şaşırtıcı bir yaşam ve beyin çeşitliliğine sahiptir. Tüm hayvanların beyni milyonlarca yıl içinde şekillendirildi. Her organizma, kendi çevresi içinde işlev görmektedir. Dolayısıyla fil beyni, bir filin kesinlikle mükemmel bir şekilde yaşaması için ona yeterlidir. Her canlı kendi hayatının zirvesini yaşamaktadır.
İnsanların hayatta kalma taktikleri ve coğrafi-sosyal zorlukları vardı. Elbette pençelerimiz yoktu; fiziksel olarak en küçük hayvan bile bize zarar verebilirdi. Yine çok büyük ve çok güçlü değildik; ancak…
Ancak, akıllı ve sosyaldik. Diğer ölçümlerin aksine, serebral korteksimiz diğer hayvanlara kıyasla genellikle üstte çıkar. Diğer primatlarla karşılaştırıldığında bile, korteksimiz, büyüklükten çok organizasyon açısından, hayret vericidir. Beynimizin çok fazla yakıta ihtiyacı vardır ve bunun için yemek pişirerek, diğer canlılar üzerindeki üstünlüğümüzü ve onları kullanmaya başladığımız varsaymayı çok mantıklı hale getiriyor.
Filler gerçekten olağanüstü bir hafızaya mı sahiptir?
Filler, motor beceriler ve duyusal girdilerle bağlantılı olarak, beyinciklerinde nöronların neredeyse % 98’ini depolar.
Serebellumun (beyincik) büyüklüğü filin büyüklüğü ile bağlantılıdır; sadece gövdelerinde 100.000 kas lifi vardır.
Bir filin beyninde, beynin yüksek zeka ile bağlantılı bölgesi olan serebral korteks çok sağlam değildir. Bununla birlikte, bazı filler, araçlarla problem çözme ve arkadaşlarını ve ailelerini tanıma yeteneğini göstermiştir.
Kaynaklar
- B. Çiftçi. Fil Hafızası – Filler Gerçekten Unutmaz Mı?. (7 Temmuz 2021). Alındığı Tarih: 12 Nisan 2023. Alındığı Yer: Kişisel Gelişim | Arşiv Bağlantısı