Çünkü felsefe dediğimiz şey tam olarak budur. Felsefenin amacı düşünmek,sorgulamak,fikir üretmek ve bu yönde herhangi bir sonuca,hakikate ulaşmaktır. Her filozofun apayrı tanımları olmasının beraberinde her bir insanın da farklı bakış açıları, farklı düşünme yetenekleri, farklı kabiliyetleri, farklı kapasite güçleri vardır ve her biri aynı problemlere bile farklı bakış açıları ile yaklaşır. bu farklı düşünme sistemlerini ve bakış açılarını bir arada toplayıp onları kategorilendirmek imkansızdır. Bu nedenle her filozofun felsefenin tanımını ayrı yaptığını görürüz. Felsefe dediğimiz şey, Augustinus'a göre daha çok din bağlamındayken, Francis Bacon'a göre daha rasyoneldir.
Felsefe yerine gelebilecek en uygun terimler ile yola devam edelim: Bilgi-Arayışı ve Bilgi-Sevgisi
Tarihimiz boyunca bilgi, bilginin kaynağı, güvenirliği; arayışın nasıl olabileceği ve '-malı'lığı değişim içerisindedir. Bu yüzden felsefe'nin tanımı farklı tarihlerde, ekollerde hatta filozoflar değişiklik göstermektedir. Lakin o tanımların ortak noktaları aynıdır: Bilgi arayışı ve sevgisi
Bu ortak noktası olmayan şeylere zaten farklı kelimeler ile ifade ediyoruz: İdeoloji, din vs.
Peki, hangisi doğru? Doğrular varsa en doğrusu hangisi?
Nesnel bir şeye verilen isim olmadığından doğruluğunu kanıtlayamayız. "Doğru" dediğimiz tanımlar aslında belli bir ekolün, filozofun/felsefecinin bizi tatmin ettiren şey; felsefe tanımlarının temellendirme şekilleri ve argümanları olmaktadır.