Burada her türün, yeterli miktarda evrimsel süreçte kalmasının, insan sonucuna gideceği gibi bir öngörü okunmakta. Evrimde bir hedef tür yoktur. Türlerin yaşadıkları ortamla uyumları, üremeleri merkezdedir. Bu açıdan bir türün kendisinden farklı yakın - uzak akrabaya dönüşmesini beklemek teknik olarak hata olacaktır. Evrimsel sürecinin belli bir döneminde türe ait bireyler ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde anlaşabiliyorlarsa, dil olarak çok fazla farklılığın oluşması olası değildir denebilir. İletişim, beyin kapasitesiyle de yakından alakalı olduğu için, bir köpeğin kompleks bir etkileşim iletişime ihtiyacı yoktur. İnsan türü üzerinden baktığımız için, hayvanların iletişim mekanizmaları ilkel gibi gelebilir bize. Oysa insan türünün de görme duyusu oldukça ilkel. Özellikle de kartal gibi canlılara göre. Bu açıdan bakarsak, insanın 1 km uzaklıktan bir tavşanı görecek şekilde evrilmesini beklemek gibi bir mantık oluyor. İnsan türünün bu konuda yaşamda kalmayla ilgili bir sorunu olmadığı için (7m insan gözünün odaksız görme alanıdır) gözün kartal gözü özelliklerine evrilmesi beklenmez. Neye evrileceği konusunda da net bir öngörüde bulunmak da zordur, yaşamın kendisiyle deneyimle daha alakalıdır çünkü çevresel uyum.