Eşeyli üreme getirdiği genetik çeşitlilik ve hayatta kalma oranını yükseltmek gibi artılarına rağmen çok güç bir evrimsel proses. Eşeyli üreme de canlılık gibi ilk denizlerde başlıyor. Hidra tipi hem eşeyli hem tomurcuklanmayla üreyen; koşullar eğer stabilse tomurcuklanarak ortam zorlaştıysa eşeyli olarak üreyen canlılardan midye gibi erişkinlerin kayalara veya deniz dibine yapışık yaşarken yumurta ve spermin suya salındığı ve tesadüfen birbirlerini bulduğu bir yönteme evriliyor. Bu aşamada dişi için de erkek için de fazla yük ve sorumluluk yok. Ama yumurta da sperm de çok küçük boyutta ve çok sayıda üretiliyor.
Ikinci adım; yumurtanın biraz büyüdüğü ve uzun süre dayanabilecek besin depolamaya başladığı bununla birlikte daha az sayıda üretildiği ve spermin de yumurtayı aramak için yüzmeye başladığı bunun için kuyruk geliştirdiği bir evre. Sperm hala küçük ve çok sayıda üretiliyor.
Bundan sonraki aşama da çiftleşmenin garanti altına alınması; dişi ve erkek çiftleşmek için hareket edip birbirini bulması ve çiftleşmenin kapalı bir sistemde gerçekleşmesi, çiftleşme kesesi, vajina vs.. gibi. Burda dengeler değişmeye başlıyor. Dişinin yumurtaya yatırım yapması, embriyo ve bebeğin taşınması, beslenmesi gibi sorumluluk ve yük biniyor. Milyarlarca yıl spermin çok sayıda üretilmesi yönünde ilerleyen evrim yumurtanın korunduğu ve dişinin sorumluluğunun arttığı yeni sistemde geri evrilmiyor ve çok sayıda sperm üretilmeye devam ediyor.
Bu dengesizlik değişik durumlar yaratıyor. Mesela erkeklerin gözden çıkarılması gibi. Örneğin yumurtadan yeni çıkan dişi tırtılların erkek kardeşlerinin çoğunu yemesi gibi. Ya da savaşlarda toplu erkek ölümleriyle dengelenen nüfus. Aksi taktirde kısıtlı kaynaklar için fazla rekabet oluşabilir.
Kedi-köpek ve primatların yavrulama stratejileri çok farklı. İlk gruptakiler, sayısal üstünlükle, ölenleri telafi ediyor. Kısa bir gebelik (6-10 hafta kadar) sonrasında çok sayıda çaresiz yavru doğurup, korunaklı yerde ilk birkaç haftalarını geçiriyorlar. Ömürleri ise 10 yıl kadar. Evrimleştikleri bölge, muhtemelen mevsimsel değişikliklerin fazla olduğu Asya ve Avrupa. O nedenle yiyecek bulmak için bahar aylarında yavrulamaları daha avantajlı. Sabit bir üreme mevsimi olmasa da, havaların ısındığı dönemi tercih ediyorlar.
Primatlarda tek yavru, tutunarak taşınabiliyor. Biz dahil ömürleri 40 yıl ve üzerinde. Gebelik süresi 35-40 hafta kadar. Ayrıca primatlar, uzun süre Afrika'nın ormanlık ve mevsimsel değişikliklerin sınırlı olduğu tropik ormanlarında yaşadı (ilk nerede ortaya çıktıkları konusunda farklı iddialar var). O nedenle beslenme açısından mevsimlere çok fazla bağımlı değillerdi. Bu, yumurtlamadan ziyade, yavrulama dönemiyle ilgli.
İnsanlar dışında adet gören türler çok az. Primatların önemli kısmı, birkaç yarasa türü ve fil faresi. Primatlarda bunun nedeninin, uzun gebelik süresinin ziyan olmaması için, problemli fetüslerin atılmasını kolaylaştırmak olduğu düşünülüyor. Ayrıca anne ile fetüs arasında bir "silahlanma yarışı" söz konusu. Kalınlaşan rahim duvarları, annenin kaynaklarını koruma amacı taşıyor olabilir. Gebelik gerçekleşmezse, fazla hücreleri dışarı atmak, abzorbe etmeye göre daha kolay görünüyor.