Eğer biz insanlar, big bangin oluşturduğu baş döndürücü hız içinde; kuantların, atomların, zamanın, enerjinin vs oluşturduğu doğal döngünün bir sonucu olarak kendiliğinden meydana gelmiş canlı organizmaların evrimleşmesi sonucu oluşmuş bir varlık isek hiçbir zaman ''niçin hayat var'' sorusuna cevap bulamayacağız demektir. Bu mantıkla evrimin de hayatın da hiç bir amacı ve hiç bir anlamı olamaz. İnsan bilimi ve teknolojiyi hangi noktaya getirirse getirsin, isterse ışıktan daha hızlı seyahat etmenin yollarını bulsun ve evrenin sınırlarını keşfetsin hayat yine anlamsız olmaya devam edecektir. İnsan evrende; dünyanın, güneşin, galaksilerin saniyede binlerce kilometrelik hızları içinde baş döndürücü bir hızda ilerlemekte, her an kendisini yok etmeye çalışan hastalıklarla mücadele etmekte, kimse falanca hastalık beni bulmaz, filanca ölümcül hastalıkla ölmem diyebilir; bilmem hangi kaza ya da afetin pençesinde can vermem diyebilir mi? Eğer insanın ölüm sebeplerini ihtimal hesaplarına vursak her an ölüme sebep olacak bir durumla karşılaşmamız gerekirdi.
Tesadüfen oluşmuş bir evrende, tesadüfen oluşmuş canlılar içinde, tesadüfen yaşayan bir insan hayatının neresinde bir anlam bulabilecektir. Milyarlarca hatta belki de trilyonlarca ışık yılı büyüklüğündeki bir evrende 60-70 yıl yaşayabilen -ki bu evren için birkaç saniye değerindedir- bir insanın ne kadar değeri olabilir ki insan hayatının bir yerinde bir değer bir anlam bulabilsin. Kendi yaşamının anlamını kendin yaratmalısın, hayatının değerini kendin bulmalısın diyenler; evrende var olmayla yok olması birkaç saniyeden ibaret olan insana olduğundan fazla anlam yüklemekte değil midir? Yaşlı insanlara bakın yaşlandıkça daha çok hayata tutunmak istiyorlar oysa 70 yaşında bir insan daha ne kadar yaşayabilecek ama sımsıkı hayata tutunmak ister. Eğer hayatın insan üstü ve bu evrenle sınırlı olmayan anlamları olmasa var olmanın da yaşamanın da tüm bu evrenin ve canlıların da hiçbir anlamı olmayacaktır. Bir hiç için yaşayan ve ölen insan ne için bu hayata bir anlam yüklemek istemekte, niçin ölümden korkup sonsuz bir yaşam istemekte, niçin kendisi ile birlikte tüm varlıkların bir yokluğa doğru gitmesi düşüncesinden dehşete düşmekte, bir zamanlar tamamen yokken yokluğa değil varlığa anlam yüklemeye çalışmakta. Acaba bu hayat gerçekten kocaman bir 'hiç'ten mi oluşmaktadır.