Bu soruya evet veya hayır şeklinde kesin bir cevap vermek mümkün değil. Tarihimiz boyunca bazı filozoflar ortak değerleri kapsayan, evrensel ahlak yasalarının olması gerektiğini ya da olabileceğini söylerken bazıları da iyi ve kötü diye ayırdığımız kavramlardan ortaya çıkan yargıların, zamana ve topluma göre değiştiğini ve bu nedenle böyle bir kapsayıcı ve sürekli yasadan bahsedilemeyeceğini savunur.
Tabii bunu derinlemesine incelemek için "ahlak" kavramını iyi tanımlamak gerek. En kaba tabiriyle ahlak, insanların birbirleri arasındaki ilişkilerinde uymaları beklenen davranışlar bütünü olarak karşımıza çıkıyor. Burada yapılması yasaklanan bazı eylemler söz konusu fakat bunlar da kendi içlerinde ayrılıyorlar. Bunları değer yargıları olarak ele alacak olursak bir örnek, "büyüklerin karşısında bacak bacak üstüne atma" olabilir. Bu kimi toplumda uygunsuz bir davranış olarak görünürken kimisinde değildir. Daha genel bir örnek ise "yalan söylemek" olarak verilebilir. Fakat iyi bir amaç için yalan söylendiğinde bu yine kötü müdür?
Bütün bunları İoanna Kuçuradi kitaplarında (bu kısımdaki örnekler özellikle Uludağ Konuşmaları kitabında) detaylıca ele alınıyor. Ahlakı şematik olarak farklı kollarda inceliyor. Bu soru karşısında bizlerin bir fikir sahibi olabilmesi için en azından bu temel ayrımların detaylıca incelenmesi gerektiğini, bir yanıtla geçiştirilmemesi gereken konular olduğunu düşünüyorum.
Şahsi olarak eklemek istediğim bir diğer şey de, bu tür sorularda bir yanıttan ziyade, inceleme sürecinde elimize geçenlerin bize katkısının farkında olmaktır. Ne yazık ki günümüz eğitim sisteminden olsa gerek, fazla cevap odaklı olabiliyoruz. Bazen sorunuza tam cevap alamasanız bile, elde ettikleriniz, tek bir cevaptan elde edebileceğinizden çok daha fazlasını kazandırabiliyor.
Kaynaklar
- İ. Kuçuradi. Uludağ Konuşmaları. (15 Mart 2021). Alındığı Tarih: 15 Mart 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı