Evrenin sonuna dair bir teori üzerinde düşüneceksek, önce oluşum ve gelişimini anlamamız gerekir.
Günümüzde yaygın teoriler, başlangıca ve genişlemeye dayalı üretilen, mutlak sönümlenme (dağılma ile yok olma), mutlak içe çöküş (büyük patlamanın tersi gibi herşeyin bir araya gelerek yok olması) na yakın teoriler var. Ancak henüz oluşum ve gelişim süreçlerini tam olarak açıklayamadığımız için, sona dair kesin - net konuşmak imkansız gibi. Yeni araştırmalarda bile, evrenin genişleme hızının öngörülerin de üzerinde olduğu anlaşıldı. (genişlediğinin anlaşılması değil, son araştırmalar, bilinen genişleme hızının da üzerinde bir hızda genişleme olduğunu gösteriyor) Bir de insanlık olarak evren saatinin o kadar küçük bir kısmında varız ki, yaptığımız gözlemler ve bilimsel bulgularımız oyuncak gibi henüz.
Ancak kişisel olarak, ben entropinin bir noktada tersineceğini ve aksi şekilde çalışmaya başlayacağını düşünüyorum. Şu an bunun mutlak olarak imkansız olduğu söylenecektir biliyorum. Ancak, evrenin genişleyeceğini de bir süre önce söylesek, yine mutlak olarak öyle olmadığı söylenecekti. Evrenin sonu, farklı bir evren yapısının yeniden başlaması aslında bana göre. Bu yeni formda, herşey bozulmaya değil, düzene doğru gidecek. Entropiye karşı direnç göstermek zorunluluğu kalkacak, düzene gidiş evrensel bir kanun olduğu için herşey olabilecek en üst versiyonuna doğru akacak.
Boltzmann, atom teorisini ortaya attığında, diğer bilim insanları onunla dalga geçmişti. Bu kadar saçma bir teorinin olamayacağı o kadar kesindi ki, küçümsenerek alaya alınmıştı. İşte önyargı ve yargıların, rasyonalite karşısında kurban edilişini izliyoruz kronolojik olarak. Einstein in rölativite teorisini açıklamasında yuhalanması gibi, günümüzde evrimin insanlarda fotosenteze gideceği öngörüsüne kadar daima orijinal görüşler dışlanmakta. Bu nedenle rasyonel zemine dayanan orijinal görüşlerimiz varsa, asla ortaya koymaktan çekinmemeliyiz.
306 görüntülenme