Evren mutlak hiçlikten yani hiç bir potansiyeli olmayan hiçlik durumundan gelemez. Mutlak hiçlik matematikteki sıfırın karşılığıdır ve 0 eşittir 1 olamaz.
Evrenin sünmesinden bahsedenler daha doğrusu genişleme açısından sünme hayal edenler için 'sünerek büyüme' diye birşey yoktur evrenin genişlemesi doğrudan büyümesi demektir. Şişme vs gibi benzetme ifadeleri nedeniyle genelde insanlar bu gibi şeyleri düşünürler ancak genişleme özünde büyüme demektir. (ki evren büyürken karanlık enerji miktarı da artar. ) Bu da evrenin boyutunun büyümesi demektir. Bigbang bunu söyler. Evren 13.8 milyar önce tek bir nokta bir süre sonra leblebi kadar oldu vs bu şekilde bugünkü büyüklüğüne geldi.
Evrenin mutlak hiçlikten oluşamayacağına göre evrenden önce her ne var ise o ortamda yada daha 'derin' bir deyişle ortamsızlıkta büyüyor. Yani evren aslında büyüdüğü kısımlar açısından var olmadığı bir durumdan varlığa çıkıyor. Bu da evrenin sonsuzluktan türemiş olabileceğine işaret. Ama bu öyle bir sonsuzluk ki o sonsuzluk için ne zaman ne ortam var. (Bunu aklımızın alması çok zor). O şey her ne ise var ama aslında hiç bir maddesel veya ortamsal veya zamansal varlığı yok. Bu da insana Tanrıyı düşündürüyor. Çünkü Tanrı varsa onun varlığı hiç bir koşula bağlı değil ve mutlak ise ve bugün gördüğümüz herşey nesne olarak (veya enerji olarak) yoktan var olduysa yani var olabildiyse bunun anlamı şu ki bu öylesi bir 'varlık' olabilir ki varlığı hiç bir olguya nesneye yada kavrama bağlı değil, yani bunların hiç birine bağlı olmadan mutlak olarak O var demek olabilecektir.
Bigbang hakkında ekteki çok iyi diyebileceğim kaynağı okuyabilirsiniz. [1]
Kaynaklar
- B. Greene. (2010). Evrenin Dokusu. ISBN: 9789754035476. Yayınevi: TÜBİTAK.