Evrenin alanını ve hacmini tam anlamıyla bilebilseydik bir çok konuda bakış açımızı kökten değiştirebilirdi bu bilgi. Sorunuza yanıt verirken evrenin yapısı, genişlemesi ve sınırları hakkında elimizdeki bilimsel verileri göz önüne alarak kapsamlı bir değerlendirme yaparak ilerleyelim.
Evrenin gözlemlenebilir kısmı yaklaşık 93 milyar ışık yılı çapında bir küre olarak hesaplanmaktadır. Bu bölgede comoving hacmi yaklaşık 1,3×10⁴ Gpc³ (gigaparsek küp) olarak belirtilmiştir. Gözlemlenebilir evrenin sınırlarını belirleyen faktörlerden biri ışığın bizlere ulaşabilmesi için geçen süredir. Örnek vermek gerekirse kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu evrenin yaklaşık 380.000 yıllık olduğu bir dönemde yayılan ışığı temsil etmektedir. Lakin bu radyasyonun yayıldığı noktalar, evrenin genişlemesi nedeniyle şu an yaklaşık 46 milyar ışık yılı uzaktadır.
Evrenin tamamının hacmi ise gözlemlenebilir evrenden çok daha büyük olabilir. Kozmik enflasyon teorisine baktığımızda evrenin büyüklüğü gözlemlenebilir evrenden en az 3×10²³ kat daha büyük olabildiği öne sürülüyor. Eğer evren sonlu fakat sınırsız bir yapıya sahipse - tıpkı bir kürenin iki boyutlu yüzeyi gibi- gözlemlenebilir evrenden daha küçük bir hacme sahip olması da teorik olarak mümkündür. Ama böyle olnca evrendeki uzak galaksilerin aslında ışığın yolculuğu sırasında oluşan görüntü kopyaları olmasını gerektirir ki bu hipotez test edilmesi oldukça zor bir konu olarak karşımıza çıkar.
Bütün bu hesaplamalar evrenin kritik yoğunluğu gibi temel kavramlarla ilişkilidir. Kritik yoğunluk, evrenin genişlemesi ile çöküşü arasında bir denge noktasını ifade eder. Planck Teleskobu'ndan elde edilen verilerışığında evrenin yaklaşık 0,85×10⁻²⁶ kg/m³ gibi bir kritik yoğunluğa sahip olduğunu göstermektedir. Bu yoğunluk da esasen sıradan madde, karanlık madde ve karanlık enerjiden oluşur. Sıradan maddenin yoğunluğu toplamın sadece %4.8'i, karanlık madde %26.8'i ve karanlık enerji ise %68.3'ünü oluşturur. Bu değerler sonucunda evrenin hacmi ile çarpıldığında sıradan maddenin yaklaşık 1,46×10⁵³ kg olduğu sonucuna ulaşırız.
Eğer evrenin alanını ve hacmini kesin olarak bilseydik, bu bilgi kozmolojideki birçok temel soruya yanıt verebilirdi:
- Evrenin şekli tam olarak nedir? Sonlu mu, sonsuz mu?
- Genişleme hızı ve yönü nasıl bir sonuca işaret ediyor?
- Karanlık madde ve karanlık enerjinin toplam evren üzerindeki etkisi ne kadar?
Fred Hoyle'un kararlı durum hipotezi çerçevesinde kullandığı formüller, evrenin kütlesini ve enerjisini hesaplamada önemli bir yer tutmaktadır. Hoyle'un formülüne göre Hubble sabiti ve yerçekimi sabiti gibi veriler kullanılarak hesaplanan evrenin kütlesi, genişleme hızı ile doğrudan ilişkili olduğu yönünde. Lakin ulaştığımız bu hesaplamalar karanlık enerjinin hacimle birlikte artan doğası nedeniyle daha büyük bir evren modeli için uyarlanmalıdır. Günümüzdeki teoriler evrendeki sıradan madde miktarını %4.8 gibi küçük bir oran olarak değerlendirirken, evrenin toplam kütle/enerjisinin büyük kısmının karanlık enerji tarafından domine edildiğini göstermektedir.
Yani evrenin alanını ve hacmini bilmek, sadece fiziksel sınırları belirlemekle kalmaz aynı zamanda varoluşun doğasını, başlangıcını ve nihai kaderini anlamamıza da yardımcı olurdu. Böyle bir bilgi evrenin tüm enerjisini, madde dağılımını ve gelecekteki olası evrimini çok daha hassas bir şekilde modellememizi sağlardı.[1]
126 görüntülenme
Kaynaklar
-
Wikipedia. Spherical Region Of The Universe Comprising All Matter That Can Be Observed From Earth At The Present Time. (23 Haziran 2003). Alındığı Tarih: 30 Aralık 2024. Alındığı Yer: Wikipedia
| Arşiv Bağlantısı