Evrenin genişleme hızı sabittir.
İki gök cismi arası kütleçekimi kuvveti ise sabit değildir. Kütlelerine ve aralarındaki uzaklığa bağlıdır. Uzaklık arttıkça kütleçekimi azalır, yakınlaştıkça artar.
Buna göre eğer iki gökcismi arasındaki, uzaklıktan kaynaklanan çekim gücü, evrenin genişleme hızından fazla ise o iki cisim birbirinden uzaklaşmaz. Aralarındaki kütçelekimi, evrenin genişleme eğilimine galip gelir. Bu nedenle de yakınlaşırlar.
Yok eğer iki cisim arasındaki uzaklık fazlaysa ve bu nedenle aralarındaki kütleçekimi etkisi de evrenin genişleme etkisinden daha zayıfsa o iki cisim uzaklaşır.
Güneş ve Dünya arasındaki uzaklık -150 milyon km- evrensel ölçekte çok küçüktür. Bu nedenle de Dünya, evrenin genişleme etkisinden çok daha büyük bir kütleçekimi ile Güneş'e bağlıdır. Bu nedenle de Dünya ve Güneş arasındaki mesafe artmaz. (Ancak azalmaz da çünkü Dünya, Güneş'in çevresindeki yörüngesinde hızla dönmektedir ve bu dönme etkisi ile oluşan merkezkaç kuvveti onu dışarı doğru iterken Gneş'in kütleçekimi de Dünya'yı kendisine çeker. Bu iki etki de denk olduğu için Güneş ve Dünya arasındaki uzaklık genel olarak aynıdır)
Ve zaten evrensel genişleme etkisi, tüm galaksilerin içinde gözlemlenmez çünkü evrendeki, doğasını tam olarak henüz çözemediğimiz karanlık madde de galaksilerin içinde kümeleşmiştir. Yani galaksileri meydana getiren yıldız, gezegen, uydu gibi cisimler, birbirlerine hem kendi kütleçekimleri hem de karanlık maddenin bu cisimlere uyguladığı kütleçekimi ile bağlıdırlar. Hatta birbirine yakın galaksiler bile -En yakın komşumuz olan Andromeda ile aramızdaki yakınlaşma gibi- kütleçekimi nedeni ile birbirlerine yakınlaşırlar.
Bu nedenle evrenin genişlemesi ancak galaksilerin birbirlerinden uzaklaşması şeklinde gözlemlenir. Çünkü galaksiler birbirlerinden çok uzak yapılardır ve aralarındaki uzaklığın fazlalığı nedeni ile, evrenin genişleme etkisinden daha zayıf bir kütleçekimi ile birbirlerine bağlıdırlar. Bu nedenle de evrenin genişleme etkisi, aralarındaki kütleçekimine galip gelir.