Eşcinsellik, henüz bilimsel olarak netleştirilebilmiş bir konu değil. Bir insan neden eşcinsel olur, nasıl olur, doğuşta mıdır ya da sonra edinilen bir durum mudur, tercih midir değil midir vs. gibi sayısız soru tamamen flu. O nedenle bilimsel olarak eşcinselliğini yargılamak ya da herhangi bir yoruma sığdırmak pek mümkün değil.
Ve... "İnsanın doğası" dediğimiz olgu zaten en tartışmalı konulardan biri. Çünkü ne doğada ne de ve özellikle insanın dünyasında, doğaya aykırı gibi görünen sayısız tercih söz konusu. En basit ve bilinen "insanın doğası" örneği hayatta kalmak ve üremektir değil mi? Dünyada her yıl ortalama yaklaşık 800 bin kişi intihar ediyor. Her 40 saniyede bir kişiydi sanırım. Bu mu insanın doğası? Dünyada, milyonlarca kişi çocuk yapmıyor. Hani insanın doğası üremekti? İnsan avcı-toplayıcıydı, veganlar bir gün herkes vegan olacak diyor ve belki de haklı çıkacaklar... Siberuzay giderek insanı içine alıyor ve insan, yakın zamanda fiziki bir bedene ihtiyaç duymayacak belki de. Bu nasıl bir doğa?
İnsan ve insanı diğer canlılardan ayırt eden düşünme yeteneği, oldukça karmaşık bir beceri. Evet, Harari Sapiens'i yazıp zengin oldu ama dünyaya, bugün hayatımızda var olan hemen her şeyi, insanın doğasına ve temel yaşam dinamiklerine bakarak değerlendirme alışkanlığını kazandırarak iyi mi yaptı kötü mü yaptı belirsiz. Çünkü insan, 2600 yıllık felsefe-bilim, onbinlerce yıllık sanat, en az 10 bin yıllık kültür birikimi ile ve son 200 yılda da hızına yetişilemez bir bilgi üretim çılgınlığı ile yüzbinlerce hatta milyonlarca yıl önceki dinamiklerle açıklanabilir bir evrim aşaması değil. Eleştirimi kendi üzerinize alınmayı lütfen ama günümüz insanı ve bugünün yaşam dinamikleri içerisinde var olup hayatımızı etkileyen sayısız olgu, "insanın doğası" ile açıklanamaz. Artık bilim var, kültür var, hukuk var, tıp var, siyaset var, sanat var, teknoloji var, estetik var. Ve bunların içerikleri, kapsamları her gün değişiyor, güncelleniyor. Bunların hiç biri insanın doğasında yok aslında. İnsan avlanır, karnını doyurur, memesine-kalçasına-vajinasına-penisine-kas yapısına bakıp partnerini seçer, çiftleşir ve ürer, erkek çocuğunu ve kadını korur ve besler, kadın ise çocuğunu büyütür, sonra da ölür. İnsan budur... mu gerçekten? Ve bu akış çizelgesine aykırı yaşayan herkes anormal midir?
Eşcinsellik, üremeye uygun bir cinsel yakınlık biçimi değildir fiziksel olarak ve bu nedenle ona "insanın doğasına aykırı" yorumu yapılması mümkündür ama bu yaklaşım, ne eşcinselliği, ne de günümüz dünyasında, hayatlarımıza ve çevremizde var olan sayısız olguyu yorumlamamıza ve anlamamıza yardımcı olmaz. Eşcinsellik doğada da var deniyor, doğrudur. Ama bu da eşcinselliği doğru-yanlış, normal-anormal olarak görmemiz için yeterli değildir. Doğada da herhangi bir canlı kendi türündeki doğal rakibini öldürür. Bu davranış, bugün, insanlık için normal midir?
Çıkışsız gibi görünen bu durumun çözümünün, çözümleyemediğimiz olguları, iyi-kötü, doğru-yanlış, normal-anormal gibi, geleneksel anlayışlar kapsamında değerlendirmemek olduğu kanısındayım. Siz bunu yapıyorsunuz demiyorum, hepimiz bu eğilimdeyiz, "insanın doğası" bu. :) Merak, anlama, anlamlandırma, çözme vs. Ama çözemeyeceğimiz şeylerle karşı karşıya kaldığımızda soğukkanlı olup beklemeyi ve zamanın bazı gerçekleri bize göstermesini beklemeliyiz.
Özetle... İnsanın doğası, bugünün dünyasını anlamlandırmamız ve yorumlamamız için gayet fakir ve yetersiz bir bakıştır. İnsanlık hâlen oldukça ilkel ve zayıf bir medeniyet ama hiç yol almamış ve ilk günkü hâlinden kurtulmamış da sayılmaz. Mümkün olduğunda ileriye bakmak ve biriktirdiğimiz zenginlikleri de daha verimli kullanmaya çalışmak lazım.