Entropinin sürekli artışına rağmen büyük moleküller -protein gibi- nasıl kendiliğinden oluşabiliyor?

Entoripinin artışı, sistemlerin oluşmaması demek değildir. Sistemlerin sürekli olarak işledikleri enerjiyi yağma etmeleri, düzensizliği artırmaya devam etmesi demek.

Galaksi ve yıldız sistemleri de oluşamazdı entropi ve kompleksleşme eğilimi arasında doğrudan korelasyon olsaydı. Madde ve madde özelliği göstermeyen her ŞEY, kendi doğası gereği etkileşime girer diğer ŞEYlerle. Bu etkileşim sonucu (kimyasal - biyokimyasal vs) sistemler, enerji düzenleri oluşabilir. Entropi nedeniyle düzenler geçici, ve enerji döngülerinde dengesizlik kaçınılmaz bir sondur. Termodinamik ilkeler hakkında bilgi sahibi olmadığımız dönemlerde sonsuz enerji sistemleri - kaynakları konusu insanları inanılmaz heyecanlandırmış ve büyük yatırımlar yapılmıştı. Ancak bu sihirli vaatle büyük umutlar beslenen dahilerin düzenekleri hiçbir zaman bunu başaramadı. Çünkü enerji döngüsü stabil de kalamaz sonsuza kadar. Entropinin hükümranlığı bütün fonlanmış düzenekleri boşa çıkarmaya yemin etmiş gibiydi.

Kimyasal evrim, şeylerin doğasının etkileşimi demiştik. Biyokimyasal evrim de, sistemleşmiş kimyanın doğasını enerji döngüsü içinde uzmanlaşmış gibi devam ettirmesi aslında. Her ne kadar moleküler düzeyde etkileşim ağı korkunç kompleks ve imkansız gibi görünse de, entropik olarak bakılacak şey, düzenli enerjinin bir sistem tarafından düzensizleştirilerek işlemesi durumu. Kompleksleşme enerjiyi yağma eder, har vurup harman savurur deyim yerindeyse. Düzensizliği artırır yani. İkinci faktör de, düzenler SONLUdur. Entropi sistemlere izin verir, ancak son karar kendisinindir, her türlü sistemi sonlandıracaktır. Bu değiştirilemez, değişikliği öngörülemez tartışılamaz anayasa maddesi gibi işler.

İnsan açısından proteinlerin oluşumu, gelişimi, işlev görmesi gerçekten anlaşılması zor bir süreç. Hücre kendisine biyo robot üretiyor, ve bu robotlar bilindik anlamda canlı olmamasına rağmen canlı gibi davranıyor. Mikrotübül denen yapıların uzaylı teknolojisi olduğu iddia edilebilir derecede anlaşılmaz. :) Sadece hücre zarının yapısı, imkansızlar evrenidir. Bazı otörlere göre, farklı evrimsel süreçlerin varlığını zorunlu göstermektedir.

Sistem ne kadar karmaşık, ne kadar gelişmiş olursa olsun, entropi sistemin düzensizliğe gitmesini zorunlu kılarak çalışmasına izin verir. Günümüzde en gelişmiş olarak düşündüğümüz insan bedeni, besinlerin enerjiye çevrilmesi sürecinde EN İDEAL besinin sindirilmesi sırasında 1000 de 4 oranında metabolik atık üretir. Düzenli enerji alınarak yağma edilir. Enerji döngüsü kısa sürelidir ve kendi sonunu getirir. Bütün galaksi ve yıldız sistemleri de geçici olarak işleyen yapılardır.