Şöyle, entropi çalışmakta olan bütün sistemlerin entropiyi artırdığını, bütündeki düzensizliğe dahil oluduğunu ifade eder. Ki bu doğrudur.
Ancak bu demek değil ki, herşey bizim anladığımız anlamda un ufak olacak. Büyük patlama ile düzensizliğe geçiş süreci başladı. Biliyoruz ki, gezegenlerin oluşumu da, yine entropinin hakimiyetinde gerçekleşti. Oluşan ilk maddelerin etkileşimi vs vs. Yani gezegen, metal, madde çeşitlerinin ve yapılarının oluşumu entropiye zıt bir durum değil. Her yeni oluşum, entropinin hakimiyetinde düzensizliği artıran bir unsura dönüşür.
Kimyasal ve sonrasında biyokimyasal etkileşimi de, gezegenleri oluşturan madde etkileşiminden ayırmamak gerek. Maddelerin kendi doğalarından kaynaklanan etkileşimin sonuçları, ve oluşan yeni yapıların kendi içinde etkileşimleri, ve oluşan üst yapıların karmaşık etkileşimleri. Madde, kimya, biyokimya, biyolojik yapı, tek hücreli, çok hücreli. Yani büyük patlama, madde partikülleri, atom, molekül, madde, gezegen ve yıldız. Aynı süreçlerin farklı kolları gibi bakabiliriz.
Bütün canlıları, düzenli olan enerji kaynaklarını alıp, kendi sistemlerinde daha düzensiz hale getirerek adeta yağma ederler. Düzensizliği artırırlar.