Ben yazımda endişe değil de stres kelimesini kullanacağım.Yıllar evvel bir psikoloji kitabında okuduydum, ismi aklıma gelirse yazacağım.Kitapta,stresin atalarımızın hayatta kalma becerilerinin temelini oluşturduğu anlatılıyor idi.Stresin ana mantığı şudur :Ya savaş ya da kaç.Çünkü tehlike anlarında bunlardan herhangi birini yapmaz isek hakka yürümek için önümüzdeki tüm engelleri kaldırmış oluruz.Günümüzde ise ufak tefek baskılanmaların getirdiği bazı deformasyonlar olsa da temelde stres güdümüz hep aynı kalmıştır.Kavga anlarında ya kavga ederiz ya da kaçarız.Daha komplike düzeyde,mağazlarda bize bir şeyler satmaya çalışan satıcının karşısında adeta kendimizi kaybederiz."Ne istiyorsa ver kurtul" moduna geçeriz.Bu da kaç emrini yerine getirmek demektir.Okuduğum kitapta, stresin dozajının çok önemli olduğunu her zaman orta seviyede olması gerektiği anlatılıyordu.Çünkü stres seviyemiz aşağı düzeyde ise eğer,hayatta kalmak adına bir şey yapamaz, hayatta kalamayız; stres düzeyimiz üst seviyede ise konsantrasyon dağınıklığı yaşayıp hayati hatalar yapacağımızdan yine hayatta kalamayız.Tabii ki tüm bunları en primitif düzeyde konuşuyorum.Modern toplum için azı karar çoğu zarar deyip geçilebilir.