Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
3

Emperyalizm ülkemizde neden kabul görmez (emperyalist ülkelerin refahını görmesine rağmen)?

Dünyaya baktığımda gördüğüm şey dünyanın ekmeğini emperyalistlerin (Avrupa ve Amerika) yediğidir. Osmanlı'da tam emperyalist olsaydı bugün balkanları Türkçe konuşarak gezebilirdik. Türkiye emperyalist bir yönetimi benimsese ekonomisi ve gelişmişliği daha yüksek olabilirdi. Buna rağmen emperyalizm neden ülkemizde insanlar arasında çok kabul görmez
2,293 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Joseph Joestar
Tarih Sever Üye

Kısa ve derli toplu bir cevap verebileceğimden emin değilim ama deneyeceğim.

En başta sorunun öncülü yanlış. Türkler emperyalizmi kabul etmemek şöyle dursun Türkler bir yönüyle en emperyalizm yanlısı milletlerdendir. Emperyalizm karşıtı cümlelerin herbiri boş sloganlardan ibarettir. Herhangi bir komşu ülke ile girilen münakaşa da aniden ''82 Şam! 83 Atina!! Fetih hede hüdeee!!11bir!'' sesleri yükselmesi boşuna değildir. İktidar partisi mensubu pek çok politikacı kurtuluş savaşlarını küçümseyen laflar edip aslolan fetihlerdir diye açıklamalar yaptı, uzun zamandır da benzeri laflar ediliyor. Peki neden ''emperyalizm'' sevilmiyor gibi görünüyor?

Tüm Reklamları Kapat

Bu çok çok ilginç konulardan birisi. Üstüne çok tartışılıp çok düşünülmesi gerekiyor. En başta tarih anlatımına kadar bir çok çarpıklık içeriyor. Emperyalizmin bizdeki anlamı zorbalık, kötülük, aç gözlülük, sömürmek, katliam yapmak vs.'dir. E tabiki kimse bu sıfatları kendisine yakıştırmaz, düşmanına yakıştırır. Emperyalizme karşı gelmek de keza sevgi barış mutluluktan yana olmak şeklinde anlaşılır. En azından işgal karşıtlığı. Pekala bugünkü Neo-Osmanlıcılık, Turancılık gibi ideolojiler bir işgali öngörmüyor mu? Burada çelişkilere dikkat edilmesi lazım. İstekler ve kabuller mantığı aşabiliyor.

Emperyalizm Türkçe'ye yayılmacılık olarak çevrilir. Anlamı konusunda tartışmalar ve farklı yaklaşımlar olsa da hatta sanat ve ekonomi alanında da ayrı bir kullanımı olsa bile siyasi anlamda Emperyalizm basitçe bir devletin veya ulusun başka devletlerin veya ulusların topraklarını ele geçirmek, kendi hegomanyasını kabul ettirmek, vergi vermeye veyahut kaynaklarının kullanımına muhtaç etmektir. Ayrıca başka ulusları köleleştirmek veya kültürünü-kimliğini dikte etmek. Bilindik Türk devletlerinin her biri bunların bir veya bir kaçının göründüğü devletlerdir. Siyaset doğası gereği iki yüzlüdür ve bu bizde de görülür. Nasıl ki ABD devleti başka ülkeler üzerindeki politikalarında asla emperyal çıkarları için değil; demokrasi, özgürlük, insan hakları için mücade ettiğini öne sürüyorsa bizde de bu yapılır. Türkler asla ve asla yağma için, haraç için, mülk için, kendi kültür ve kimliklerini dikte etmek için savaşmaz. Allah için, düzen için, yardım için savaşır. Maalesef propagandaların sorgulanması konusunda iyi değiliz. Bu yüzden kutuplaşmaya meyilliyiz. Biri bu propagandaların yanlışlığını dile getirdiğinde genelde ya ''Hain!! Yalanlaaaar söylüyorsun!!! Biz asla zalim zerre kadar bile zalim olmadık'' şeklinde tepki alır ya da ''ben en mükemmel, merhametli ve adil millet biziz sanıyordum ama aslında en zorba, zalim, aşağılık bizmişiz!!!'' tepkisi. Böyle bir ortamda tabii ki emperyalist miyiz, değil miyiz; ne kadar yatkınız, ne kadar değiliz tartışmak pek mümkün değil.

Tüm Reklamları Kapat

Düştüğünüz diğer yanılgı sömürgecilikle karıştırılan emperyalizmdir. Sömürgecilik yeryer emperyalizmin içine dahil edilse de emperyalizm sömürgecilik değildir. Gene kan göz yaşı vs. edebiyatını bir kenara bırakırsak sömürgecilik idari, ticari, sanayi veya askeri anlamda üstün ulusların daha zayıflarının üzerinden bu üstünlüklerini kullanarak kâr elde etmeleri, onların kaynaklarını kullanmaları, onları köleleştirmeleri veya asimile etmeleridir. Bu da Türk tarihinde yaşanmamış bir durum değildir. Bunun için ''millet sistemi'' araştırılabilir. Osmanlı bazı komşu ülkeleri haraca bağlamış, kendi tebasını milletlere bölüp bunlara başka başka haklar tanımış, yer yer zorla asimile etmiş(devşirme sistemi) nüfus hareketleri ile demografilerini değiştirmiştir. Ancak gene de tam olarak Osmanlı ve Rus imparatorluğu batılı sömürge imparatorlukları gibi sömürgeci sayılmaz. Bu kısmı sorunuzun içindeki ekleme cümlelerle yanıtlayalım.

''Dünyaya baktığımda gördüğüm şey dünyanın ekmeğini emperyalistlerin (Avrupa ve Amerika) yediğidir. Osmanlı'da tam emperyalist olsaydı bugün balkanları Türkçe konuşarak gezebilirdik. Türkiye emperyalist bir yönetimi benimsese ekonomisi ve gelişmişliği daha yüksek olabilirdi.''

Yukarıda ulus ve devlet kavramlarını sık sık kullandık. Osmanlı'da devlet padişah, ulus Müslümanlardı. Osmanlı İmparatorluğa dönüşmeden önce kendini sınırların ötesinden ayıracak bir ulus inşasını tamamlayamadı. Diyelim ki X adında bir ulus oluşup emperyalist bir harekete gireşecek. O zaman süreç şu adımlarla ilerler 'Biz X'iz. X tanımı söyle bir şeydir, X olma özelliklerimizi belirginleştiriyor ve X olarak X olmayanları ele geçiyoruz onlara hükmediyoruz'. İşte Osmanlı özellikle 2. Murat devrinde henüz X tanımını yapıp X özelliklerini belirginleştiriyorken(paralarda Kayı boyu tamgaları, pek çok ünlü eserin Türkçe'ye tercümeleri, yeni eserlerde Türkçe kullanımı vs.) 2. Mehmet ile imparatorluk oldu. Yeni eserlerde Arapça kullanımı başladı ve Yavuz ile de beraber dahil olan Müslüman nüfusu neticesinde Türkiye'nin oluşum süreci 400 yıl ertelendi. Padişah var tebaa var ama padişahın mensup olduğu bir ulus yok. Padişahtan sonra sıradan insanlar geliyor ve bu insanlar Yahudi, Rum, Ermeni ve Müslüman olarak sınıflandırılmış. Yayılmacılıktaki amaç tüm dünyayı padişahın kılmak ve fethedilen her halk bu 4 millet arasında taksim edilecek. Peki bu durumda Osmanlı nereyi neresi adına sömürecek? Neden sıradan insanların bir kısmının dili olan Türkçe eğitim verecek? Sıradan insanlar arasında resmi bir ayrım yok, eyaletler arasında esas vatan-sömürgeler ayrımı yok. Ayrım olsa neresi esas vatan seçilecek? Kimler esas ulus seçilecek? Bu sorunun cevabı imparatorluk çökerken doğal yollarla oluşmuştur(Türk ulusu ve Türkiye). Avrupalı uluslar bu süreci daha önce tamamladılar.

İşin bir diğer kısmı da gelişmişlik meselesi. Adına ister Osmanlılar ister Türkler de; bu insanlar fethettikleri, hegomanyalarını dikte ettikleri halklardan daha gelişmiş değillerdi. Eski dünyanın merkezine doğru genişlediler. Avrupalı uluslar yeri geldi metal işlemeyi bilmeyen, yeri geldi devlet ve ordu teşkilatlanmasından habersiz halklarla karşılaştılar. Aradaki teknik gelişmişlik farkı yüksek olmayan yerleri ele geçiremediler. Örneğin Amerika 16-18.yylar arasında Avrupalılarca paylaşılırken Afrika için 19-20.yyları beklemek gerekti. Ele geçirilen toprakların insanları dünyayı, hemen her türlü konuda teknik bilgiyi, sanatı ve dini öğrenmek için kendileri ile temasa geçen Avrupalıların diline ihtiyaç duydular. Peki biz Türkçe eğitimle Bizans tebaasına ne öğretebilirdik? Belki de tek cevap İslam. Dinini değiştirmek istemeyen birisi için Türkçe eğitim almak hiç teşvik edici değildi.

Sömürü ve hegomanyada gelişmişliğin bir diğer önemli yanı ticarette sağladığı üstünlük. Eğer Osmanlı feth edilen halkı köleleştirmek ve kaynaklarını kullanmak istiyorsa, kendi hallerine bırakıp vergi almaktan daha fazla çıkar sağlayacağı bir yol olmalı. Avrupalıların sanayisi ve ticari bağlantıları günden güne arttı. Bu sanayi için emek gücü, hammadde ve pazar gerekmekteydi. Avrupalılar ise bilgiye ve bağlantılara(ticaret ağları) sahipti. Bunlara sahip olmayan yerleri bu sayede sömürebildiler. Osmanlı kendine has sebeplerden ötürü bir tarım imparatorluğu olmanın ötesine geçemedi. Yeni bir yer elegeçirdiklerinde o bölgenin kaynaklarını ve insanlarını kullanacakları daha iyi bir yöntemleri yoktu. Bu yüzden sistemi Avrupa usulü bir sömürü üzerinden yürütemezlerdi.

Son olarak emperyalizm veyahut sömürgecilik refah için gerekli mi? Gelişmiş bir ülke olmak için yani pastadan kendince büyük bir dilimi elde tutabilmek için illaki emperyalist olmak gerekli değildir. Almanya ve Japonya bir dönem denese de tüm sömürgelerini kaybetmiş ülkeleri dümdüz edilmiş elleri kolları kırılmış, buna rağmen pastadan büyükçe dilimleri elde etmeyi başarmışlardır. İsviçre, Güney Kore ve Finlandiya ise kendilerine göre büyük dilimleri emperyal olmadan elde etmişlerdir. Bu milletler emperyal devletlerin yukarıda saydığım bütün özelliklerin sahiplerdir. Kendi özelliklerini belirginleştirmiş uluslara sahiptirler(sınırların ötesindeki kalabalık bir grupla ''aynı'' olduklarını düşünenler ulus olamaz), teknik anlamda hem eğitimleri hem yetkin insan nüfusları yüksektir. Sadece güç kullanarak başka ülkeleri sömürgeleştirmemiş veya denediklerinde sopa yemişlerdir. Peki bu nasıl oluyor? Çünkü yaygın kanının aksine emperyalizm devletler için o kadar kazançlı değildir. Hegemanya sürdürmek masraflı iştir. Çok fazla gövde gösterisi, çok fazla savaş, çok fazla şatafat ister. Bunun yerine zaten yeterince gelişmiş bir millet doğal olarak gelişmemiş olana üstünlük elde edecektir. Yüksek katma değerli ürün üretebilenler, üretemeyenlerden bol bol hammadde elde edecektir. Ayrıca gelişmemiş ülke aradaki farkı kapatana kadar gelişmiş ülkelerin yatırımlarına muhtaç kalacaktır. Böylece işgücünü gelişmiş milletlerin lehine sunacaktır.(Marksist ideolojiye göre bu da emperyalizmdir) Gel gelelim gelişmişliğin getirdiği kâr ve gücün kullanım alanlarından birisi hegemonyadır. Ekstra kâr ve güç getirebilir-getirmeyebilir. Bu hegemonya uğruna gösterilen çaba her zaman o ülkenin işine gelmez. ABD için Irak işgali ve Afganistan macerası epey pahalıya patlamış, Osmanlı'nın Kutsal Roma'ya karşı yürüttüğü ''kayzer kim'' yarışı da olanca masrafa rağmen en zengin döneminden ilk büyük krizlerine doğru yelken açmasına sebep olmuştur. Daha da komiği İspanya'nın coğrafi keşiflerle birlikte yağmaladığı altınların üretim artışı sağlayamadığı için faydayı bırak muazzam bir enflasyona sebep olmasıdır. Güç kullanımı hegemonyayı sağlamlaştırmaktan ziyade maddi çıkarları korumak maksadı taşıdığında emperyalist ülkeye fayda sağlar. Ancak şurası kesin emperyalizm gelişimi sağlamıyor gelişim emperyalizme sebep oluyor.

118 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Genç Mühendis
Genç Mühendis
256K UP
Düşünür

farkettin mi bilmiyorum ama istediğin şey zorbalık. güçlünün güçsüzü ezmesinin daha doğru olduğunu söylemeye çalışıyorsun.

senden daha güçlü ülkelerinde seni ezebileceğini, sana karşı cephe alacaklarını hatırlatırım. dahası gelişmiş ülke olmak için emperyalizm şart değildir. güney kore hem sömürülmüş, hem kimseyi sömürmemiş, geri kalmış bir ülkeden şu anda dünya devi olmuş bir ülke. aynı şekilde çinde öyle. gelişmemizin çözümü emperyalizm değil, nitelikli insanlarımızın yurt dışına çıkmasını engellemek ve bilimi kabullenmektir.

Tüm Reklamları Kapat

osmanlı emperyalizm yükselişe geçtiği sıralarda duraklama dönemindeydi ve kendi iç sorunları vardı. bundan dolayı yanlış bir karar vererek coğrafi keşiflere ve avrupadaki reformlara ayak uydurmamayı seçti, nitekimde geri kaldı. ayrıca osmanlı şeriat ülkesiydi. yani fethettiği yerleri müslümanlaştırma ve kendi teknolojisi-gelişmişliğini yayma düşüncesi vardı. bu tarz sebeplerden dolayı emperyalizmi seçmemiş ya da seçememişti.

sonuç olarak ekonominin gelişmesinin tek yolunun emperyalizm olmadığı gibi, emperyalizmi benimseseydik dünya devi olurduk diye de bir şey yok. türkiyenin şuanda ekonomik olarak geri kalmasının en büyük nedeni, nitelikli insanlarına sahip çıkmaması ve bilimi kabullenmemesi. bence bunun üzerine daha çok kafa yormamız gerekiyor.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close