Yaralanma veya ölümlü kazaların neredeyse tamamı, -yanılmıyorsam %99 olması lazım- çarpışma anında meydana gelir. Yani neredeyse %1'den bile az bir kısmında, yaralı araçtan çıkamadığı için ölüm gerçekleşir. Bu kazaların da neredeyse yarısından fazlasında hasta, bilincini kaybettiği için araçtan çıkamaz.
Araçtan çıkılamadığı için ölümle sonuçlanan kazalar ise, yangın ve suya düşmedir. Suya düşmede, araçtan çıkılamamasının asıl nedeni, su basıncının oluşturduğu itme kuvvetidir ve kapıları açmanız neredeyse imkansız olur. Kapıları açmayı başardığı halde emniyet kemerini çözemediği için ölen insan, neredeyse yoktur. Dünyadaki kaza oranlarına göre, istatistikçilerin bile göz ardı edebileceği kadar küçük bir rakamdır.
Normalde, (hayati risk yoksa) kazadan sonra araçtan çıkılmamalıdır. Yardımın gelmesi beklenmeli ve hasta hiç kımıldatılmamalıdır. Kazadan hastayı kurtarmak için yapılan amatör çabalar genellikle hastayı daha kötü hale, hatta bazı durumlarda hastada onarılamayan hasarlar bırakır.
Son olarak emniyet kemeri bütün dünyada hemen hemen aynı standartta üretilir, eğer aracınız çok eski değilse, emniyet kemerinin tutukluk yapması imkansıza yakındır. Basit ama güçlü bir mekanizmaya sahip, basmalı bir anahtardan oluşur. 4,5 -5 yaşlarındaki bir çocuğun bile rahatlıkla uygulayacağı kuvvetle serbest kalır. Önemli olan tokaya basmadan önce kemerin gerginliğini azaltmanız gerekir, geriye yaslanmak kesin çözüm olur. Örneğin araç ters dönmüşse, kemerde gerginlik olacağı için daha fazla kuvvet uygulanması gerekir. Eğer araç alev almamışsa, ters duran araçtan kendi başınıza çıkmaya çalışmak yaralanmayı arttırır.
Emniyet kemerleri sizi, yüksek ivmeli çarpışmalardan korumaz. O hızlarda ölüm neredeyse kaçınılmazdır. Türkiye'de geçen sene gerçekleşen 1 milyon 300 bin kazadan sadece 158 bin tanesi yüksek ivmeli kazadır, geri kalanı düşük hızlarda gerçekleşen hafif kazalardır ve bu kazalarda emniyet kemeriniz takılı olursa, yaralanmadan bile kurtulma şansınız çok yüksektir.
104 görüntülenme